Bahabey caddesi sinema meydanı Yavruturna mah, cengiz topel cad. No: 2/B Erdem Apt B blok Çorum/Merkez

Kalvinizim (Calvinizim) Üzerine Soru Cevap

Kalvinizim (Calvinizim) Üzerine Soru Cevap

Kalvinizim (Calvinizim) Üzerine Soru Cevap

1.Seçilmişlik doktrini başkaları ile müjdeyi paylaşma konusunda bizi nasıl teşvik eder?

Bize bu teşvik Tanrı tarafından verilmektedir, Yani en önemli varlık tarafından bir Patronun işçisine verdiği Terfiden, Bir öğretmenin verdiği iyi notla bir üst sınıfa geçmemizden çok önemlidir. Bu teşvik kısaca dünyadaki, kazanabileceğimiz tüm dünyasal olaylardan daha önemlidir. Çünkü bize teşviği veren Tanrıdır Her şeye gücü yeten Her şeyi yaratan ve Herşeye egemen Olan’ın verdiği bir teşvikdir bu.

Müjdeyi duyurmak bizim görevimizdir biz bu görevi Rabden aldık Kutsal Kitapda Rabbin çok açık buyruğudur bu Matta 28: 18.20

Ayrıca bu sadece bir görev değil bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalık başta verdiğim örneği devam ettirirsek bir fabrikada çalışan binlerce insan var fakat Patronum beni seçiyor diğer işçileri yetiştirmem diğer işçilerin nasıl çalışmalarını öğretmem ve Fabrikada nasıl üretim yapmamız gerektiği hakkında patron beni seçmişdir. Çünkü bu dünya geçici bir dünyadır bizlerin vatanı göklerdedir ve bu dünyada milyarlarca insan vardır ve bu insanların içinde kurtulması gereken insanlar vardır ve bu kurtuluş planı içinde Rab bizi layık görmüştür ve bu görevde çalışmamın ne güzel olduğuna dairde Kutsal Kitabda şu teşvik verici sözler mevcuttur.

 “Rab’be yakaran herkes kurtulacaktır.”  Ama iman etmedikleri kişiye nasıl yakaracaklar? İşitmedikleri kişiye nasıl iman edecekler? Tanrı sözünü yayan olmazsa, nasıl işitecekler? Sözü yaymaya gönderilmezlerse, sözü nasıl yayacaklar? Yazılmış olduğu gibi, ” Dağları aşıp gelen müjdecinin ayakları ne güzeldir!!” Romalılar 10:13-15

Evet Pavlus bunu eski antlaşmadaki Yeşeya 52:7’den alıntı yaparak söylemiştir

Dağları aşıp gelen müjdecinin ayakları ne güzeldir! O müjdeci ki, esenlik duyuruyor. İyilik müjdesi getiriyor, kurtuluş haberi veriyor. Siyon halkına, “Tanrınız egemenlik sürüyor!” diye ilan ediyor.

Evet buradaki teşvik oldukça açıkdır, Kutsal Kitap Tanrı Kelamı Müjdeciler için çok teşvik verici “Dağları aşıp gelen müjdecinin ayakları ne güzeldir!” diyorbize Tanrı kendisi veriyor en önemli olan teşviği.

Bazen düşündüğümüzde Kutsal Kitap’da Rabbin elçilerini veya Rabbin Peygamberlerinin hayatlarını okuduğumuzda çok teşvik alırız ve onlara imreniriz ve bu kişiler yaptıkları işlerle bizlere ilham vermektedirler ve bu kişiler binlerce yıl öncesinde yaşamalarına rağmen Kutsal Kitapda isimleri geçtiği için bugün onları hepimiz çok iyi tanımaktayız bazen –Keşke bende onlar gibi olabilseydim bende Rabbin elçisi öğrencisi olabilseydimde Kutsal Kitapda benimde ismim geçseydi ve insanlar benimde ismimi okusaydı ve bu adam Rabbi çok sevmiş bu adam Rabbin buyruklarını yerine getirmeye çalışmış deselerdi diye düşünmüş olabiliriz ve bizim ismimiz Kutsal Kitap’da geçmese bile Orhanın ayağı, Ali’nin ayağı Ayşe’nin ayağı kutsal kitapda geçmektedir. Üstelik Rabbin övdüğü bir şekilde Rabbin sevdiği bir şekilde geçmektedir.

Ve biz sadece insanlara Müjdeyi duyurmalı ve dua etmeliyiz bundan sonrası Rabbin işidir. Yani biz kendi kendimize biz Rabbin müjdecisiyiz diye Gururlanıp yaptığımız işi büyütmemeliyiz çünkü Kurtarıcı Rabdir. Bizler ise sadece bir emri, görevi yerine getiren aracılarız.

2.Aşağıdaki terimleri tanımlayıp bu ayetleri destekleyen iki ayet örnek veriniz.

a.Tamamen bozulmuşluk

Tamamen bozulmuşluk Yaratılmış olan hiçbir insanın Günahsız olmadığı anlamındadır, İyi olarak bildiğimiz insanlar bile “Fakirlere para dağıtan, açları doyuran, Pastörler v.s. v.s.) hepsi günahlıdır. Çünkü Tanrı %100 kendi sözüne uyan %100 kendisine itaat eden mükemmel insanlar istemektedir. Maalesef bunu yapabilecek hiçbir insan yoktur. İyilik etmeye çalışan insan olabilir ama Tanrının aradığı özelliklerde mükemmel bir insan olamaz. Çünkü Tanrı yüreklere bakar aynı zamanda ve biliyoruz ki yüreklerimiz günaha meyillidir ve vücudumuza girecek zerre kadar bir günah tohumu (eylem veya düşünce farkedmez) dahi tüm mükemmeliyeti ve bizi bozar.

“İyi olan tek biri var, O da Tanrı’dır.” Luka 18:19b

“Yazılmış olduğu gibi: “Doğru olan kimse yok, bir kişi bile yoktur.Anlayan kimse yok, Tanrı’yı arayan kimse yok.Hepsi yoldan saptılar, birlikte yararsız oldular. İyilik eden yok, bir kişi bile yoktur.”Romalılar 3:10-12

b.Karşılıksız seçim

Karşılıksız seçim, seçilmişliğimizin Tanrı’nın amaçları ve her şeye egemen iradesi tarafından belirlenmiş olması demektir. Seçilmişliğimiz, bazılarımızın başarısının ve bazılarımızın başarısızlığının önceden bilinmesi değildir. Seçilmişliğimiz, bizim irademize yada işlerimize değil Tanrı’nın her şeye egemen amaçlarına bağlı olduğudur.

Ve bu seçim Tanrı’nın keyfi bir seçimi asla değildir.

Bizi Mesih’te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih’in Babası Tanrı’ya övgüler olsun. O, kendi önünde, sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih’te seçti. Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca, İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi. Öyle ki, sevgili Oğlunda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün (Efesliler 1:3-6).

Bu ayette de Tanrının kendi isteği ve iyi amacı uyarınca seçtiğini bildirmektedir ve biliyoruz ki Tanrının isteği kesinlikle iyi bir istektir.

“Öyleyse sevgili kardeşlerim, her zaman söz dinlediğiniz gibi, yalnız ben aranızdayken değil, ama şimdi yokluğumda da saygı ve korkuyla kurtuluşunuzu sonuca götürmek için daha çok gayret edin. Çünkü kendisini hoşnut eden şeyi hem istemeniz, hem de yapmanız için sizde etkin olan Tanrı’dır.” (Flp. 2:12, 13).

Evet bu ayetede elçi pavlus bizlere seçimin Tanrı’nın kendi ve tek başına yaptığı eylem olarak anlatmaktadır.

c.Sınırlı kefaret

Sınırlı Kefaret, Sınırlı Ödenmiş Bedel bizim için bizim günahlarımıza bir bedel olarak sunulmasıdır ve Mesihin Kefareti tüm günahlarımız için yeterli bir bedeldir. “Çünkü Halkını günahlardan O kurtaracak” Matta 1:21

“Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba’yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm” (Yuhanna 10:15).

Ama Sınırlı Kefaret tüm dünya, tüm dünyadaki insanlar için değil sadece seçilmiş olanlar içindir. “Beni gönderenin isteği şudur: bana verdiklerinden hiçbirini yitirmeyeyim, ama son günde hepsini dirilteyim” (Yuhanna 6:39).

Onlar için istekte bulunuyorum. Dünya için değil, bana verdiğin kimseler için istekte bulunuyorum. Çünkü onlar senindir” (Yuhanna 17:9).

Ama bu sınırlı Kefaret Mesih İsa’nın kefaretinin tüm insanlığı kurtaracak kadar büyük ve yeterli olmadığı için değil sadece Seçilmiş olanları kurtarmak için Kefaret ödediği / ödemek istediği için sadece seçilmişler kurtulmuşlardır. Çünkü bu isteğin sahibi Tanrı’dır. Hiçbir kimseninde buna NEDEN diye sormak hakkı yoktur.

d.Karşı konulmaz lütuf

Karşı konulmaz Lütuf, Tanrı’nın arzularını gerçekleştirdiği bir lütuf’dur. Bu lütuf “Yeniden Doğma Lütfudur” ve bu lütfu alan bir kişinin imana gelmemesi mümkün değildir. Mümkün değil derken Tanrı bunu zorla yaptırdığı için değil Tanrının yüreğimize koyduğu Mesih arzusu bizi Mesih’e çektiği için bu isim verilmiştir. Her ne kadar doğal benlikte insanlar olsak da Tanrının yüreğimize koyduğu bu Mesih arzusu irademiz istemese bile yüreğimizdeki içimizdeki Mesih arzusu bizi Mesih’e getirir  “Baba’nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni ben asla kovmam.” (Yuhanna 6:37)Bu ayette Mesih İsa Baba’nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecektir demiştir. Çünkü Mesih verilen lütfun karşı konulamaz olduğunu biliyordu ve bu lütfün verildiği herkesin geleceğini biliyordu. Eğer öyle olmasa idi Mesih her şeyi bilen, asla yanılmayan ve yalan söylemeyen olduğu için Baba’nın bana verdiklerinin bazıları veya büyük çoğunluğu bana gelecektir derdi. Çünkü Lütfun verildiği insanlardan bir teki bile İsa’ya gelmezse Tanrı olan Mesih İsa yalancı durumuna düşecektir ki bunada imkan yoktur. Çünkü Mesih biliyorki Baba Tanrı Ol der ve Olur bir şey beklemeden ortaklaşa yapmaya ihtiyacı olmadan Olur, Örneğin Kutsal Kitap’dakiLazar örneğinde olduğu gibi “Lazar, dışarı çık!”  Yuhanna 11:43 Mesih burada yaşmak istiyorsan çık dememiştir sadece emir vermiştir. Karşı Konulmaz Lütuf’da böyledir Tanrı istemişdir ve o iş olacaktır.

e.Kutsalların dayanması

Kutsalların Dayanması Sonsuz güvencedir yani, Lütfu bir kere alan her zaman lütufda kalır, ama lütufa sahip olamayan veya lütfunu kaybettiğini düşünen kişide zaten lütufa hiç sahip olamamıştır. Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu, Mesih İsa’nın gününe dek bitireceğine güvenim vardır(Filipeliler 1:6).Burada “Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın” sözü çok açıktır yani tanrı bizde karşı konulmaz lütufla bir işe başlamıştır. Ve ayetin devamında “Mesih İsa’nın gününe dek bitireceğine eminim” sözü Tanrı’nın başlattığı işi bazen bizim itaatsizliklerimiz olmasına rağmen Tanrı’dan uzaklaştığımızı düşünüp günaha batmamıza rağmen Tanrı planını gerçekleştirecektir ve bu güce sahiptir. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür.Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez (Yuhanna 10:27-29).Evet bizi Mesih’e teslim eden bizi Mesih’de seçen Tanrı her zaman bizimle birlikte olacaktır ve asla ellerimizi bırakmayacaktır.

3.Tanrının seçimi kendisine mi yoksa bizim onun bilgisindeki durumumuza mı bağlıdır? Görüşünü ayetlerle destekleyin.

Tanrı’nın seçimi sadece kendisine bağlıdır. Yoksa bizim gelecekteki yapacaklarımızı iyi işleri bildiğinden dolayı değildir.

Örneğin “Çünkü vaat şöyleydi: Gelecek yıl bu mevsimde geleceğim ve Sarâ’nın bir oğlu olacak. Bundan başka,Rebeka da bir erkekten, atamız İshak’tan ikizlere gebe kalmıştı. Çocuklar henüz doğmamış, iyi ya da kötü bir şey yapmamışken, Tanrı Rebeka’ya, Büyüğü, küçüğüne kulluk edecek dedi. Öyle ki, Tanrı’nın bir seçim yapmaktaki amacı, yapılan işlere değil, kendi çağrısına dayanarak sürsün. Yazılmış olduğu gibi, Yakup’u sevdim, Esav’dan ise nefret ettim. Öyleyse ne diyelim? Tanrı’da adaletsizlik mi var? Kesinlikle hayır! Çünkü Musa’ya şöyle diyor:Merhamet ettiğime merhamet edeceğim ve acıdığıma acıyacağım.Demek ki seçilmek, insanın isteğine ya da çabasına değil, Tanrı’nın merhametine bağlıdır. Tanrı, Kutsal Yazı’da Firavun’a şöyle diyor: Bak, kudretimi sende göstermek ve adımı bütün yeryüzünde duyurmak için seni yükselttim. Demek ki Tanrı, istediğine merhamet eder, istediğinin yüreğini nasırlaştırır.” (Romalılar 9:9-18).

Elçi Burada Heşeyi çok açıkça ifade etmişdir. Bizler doğmadan önce Herşeye gücü yeten kimseye hesap vermek zorunda olmayan Tanrı Kendi isteğince bizleri seçmiştir.

Ve ayrıca Tanrının bizi önceden ve Kendi isteğinde seçtiğine dair başka ayetlerde mevcuttur.

Bunlar “ Bizi Mesih’te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih’in Babası Tanrı’ya övgüler olsun. O, kendi önünde, sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih’te seçti. Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca, İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi. Öyle ki, sevgili Oğlunda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün” (Efesliler 1:3-6).

Ve ayrıca “Ama, ey insan, sen kimsin ki Tanrı’ya karşılık veriyorsun? Kendisine şekil verilen, şekil verene, `Beni niçin böyle yaptın’ der mi? Ya da çömlekçinin aynı kil yığınından bir kabı onurlu bir iş için, bir diğerini bayağı bir iş için yapmaya yetkisi yok mu? Eğer Tanrı, gazabını göstermek ve gücünü tanıtmak isterken, gazabına hedef olup mahvolmaya hazırlananlara büyük sabırla katlandıysa, ne diyelim? Yüceltmek üzere önceden hazırlayıp merhamet ettiği insanlara yüceliğinin zenginliklerini bildirmek için bunu yaptıysa, ne diyelim? Yalnız Yahudilerden değil, diğer uluslar arasından da çağırmış olduğu bu insanlar biziz.” (Romalılar 9:20-24).

Ayetleride Tanrının seçimi kendisinin yaptığını bize anlatmaktadır (Kendisine şekil verene = Tanrının bizi bizim isteğimiz doğrultusunda değilde, biz daha doğmadan, bizim daha haberimiz olmadan biz daha yaratılmadan önce seçtiğine dair referans bir ayettir)

4.Kutsalların dayanması kurtulmuş bir kişinin hep kurtulmuş olması mıdır? Bir kişi ne kadar günaha düşerse düşsün sonuz anlamda emin midir? Kutsal Kitap bu konuda ne demektedir?

Evet, Kurtulmuş bir kişinin hep Kurtulmuş olmasıdır, Çünkü Lütuf Herşeyden daha önemlidir ve büyüktür, dolayısı ile günaha düşmüş olmamız bizim lütüfdan uzaklaşmamız veya Lütfun bittiği anlamına asla gelmez. Çünkü Lütfu aldığımızda bize bu lütfu veren (Tanrı) bizi korumaktadır. Yoksa bizim irademizle “Aman ben lütufdan düşmemek için günahdan uzak durayım” diye çalışmamızla değildir.

Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu, Mesih İsa’nın gününe dek bitireceğine güvenim vardır (Filipeliler 1:6).

Elçi Pavlus Filipililere yazdığı bu mektubda açıkca söylediği gibi “Tanrının sizde başladığı işe Rabbin ikini gelişine kadar sürdüreceğini yani bizleri koruyacağını bizimle birlikte olacağını söylemiştir, Elçi Pavlus burada Günah işlemezseniz imandan uzaklaşmazsanız dememiştir.”

Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez (Yuhanna 10:27-29). 

Bu ayetdede Rab Yahudi yetkililere bu sözleri söyleyerek Rabbin Lütfuyla kurtardığı biz seçilmişlerin ASLA ama ASLA Tanrı’dan ayırmaya gücü yetmeyeceğini çünkü koruyan ve kayıranın Tanrı olduğu anlatmaktadır. 

Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babasına övgüler olsun. Çünkü O, kendi büyük merhametiyle yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih’i ölümden diriltmekle bizi yaşayan bir ümide, çürümez, lekesiz ve solmaz bir mirasa kavuşturdu. Bu miras sizin için göklerde saklıdır. Zaman sona ererken açığa çıkarılmaya hazır olan kurtuluşa kavuşasınız diye iman sayesinde Tanrı’nın gücüyle korunuyorsunuz (1 Petrus 1:3-5).

Evet bu ayettede Tanrı tarafından korunduğumuz yenilenmiştir. Ve biliyoruzki O en iyi ve en güçlü koruyucudur.

Çünkü kutsal kılınanları tek bir sunuyla sonsuza dek yetkinliğe erdirmiştir (İbraniler 10:14).

Tanrı’nın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı’dır. Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir. Mesih’in sevgisinden bizi kim ayırabilir? Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? Yazılmış olduğu gibi:Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz,kasaplık koyunlar sayılmışız. Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz. Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka herhangi bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir (Romalılar 8:33-39).

Ama Kutsal Kitap bize ayrıca İman düşme konusundada bilgi vermektedir. Yani bir Hıristiyan / Bir seçilmiş asla imandan düşmeyecektir diyemeyiz çünkü Kutsal Kitap’da bir çok düşüşü göstermektedir kendi hayatımızda’da örnekler olduğu gibi.  Ama bu düşüşler asla TAMAMEN yani ebediyen düşüş değildir. Örneğin Kutsal Kitap’daki Davut örneği, Eyüp örneği “Eyüp diyorum çünkü Eyüp kendisinin günahsız ve doğru bir adam olduğunu!!! Biliyor ve Tanrıya böyle doğru bir kişinin neden bu acılara layık gördüğü için Tanrıyla çekişiyor Tanrıya hesap soruyor bu hesap sormayada en güzel cevap “Ama, ey insan, sen kimsin ki Tanrı’ya karşılık veriyorsun? Kendisine şekil verilen, şekil verene, `Beni niçin böyle yaptın’ der mi? Romalılar 9:20 ‘daki ayettir yani Eyüp kendisinin acı çekmemsi gerektiğini Tanrının Hata yaptığını ima ederek kısa bir sürede olsa düşmüştür. Ama sonra Tanrı onun için “Çünkü onu önceden belirlediği ve bildiği için” gerekeni yapmıştır. Ayrıca Petrus ve Yahuda örneğide bulunmaktadır. Petrusda düşmüştür, Yahuda’da ama Petrus daha önceden seçildiği için düşüşten kurtulmuştur. Yahuda ise Kurtulamamşıtır. Ama Petrusun, Davutun, Eyup’un bu düşüşten kurtulmalarının sebebi aslında gerçekten iyi insan oldukları için değil Tanrının bizleri seçmiş olmasındandır ayrıca Rab biz seçilmişler için yaptığı başkahinlikduasıda çok önemlidir. Ben artık dünyada değilim, ama onlar dünyadalar. Ben sana geliyorum. Kutsal Baba, onları bana verdiğin kendi adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar. Kendileriyle birlikte olduğum sürece, bana verdiğin kendi adınla onları esirgeyip korudum. Kutsal Yazı yerine gelsin diye, mahva giden adamdan başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı. (Yuhanna 17- 11:12).

Sonuç olarak bizler Teslis “Üçlübirlik” tarafından korunmaktayız Baba Tanrı bizi asla bırakmaz, Oğul Tanrı bizim için araclıkeder, dua eder, Kutsal Ruh olan Tanrı’da devamlı bizlere yol göstererek içimizde olarak bizi yönlendirir. Ve bu 3 varlıktan daha üstün hiçbir şey olmadığı için bizleri onlardan koparamazlar, çünkü elimizi sıkı sıkı tutan Tanrı’dır. Bizleri Karşılıksız seven Tanrıdır.

Ama Seçilmemiş kişiler belki her Pazar ibadete’de katılsa Kutsal Kitab’ı ezberede bilse Hatta ve Hatta Rabbin yüzünü direk görmüş olsa bile (Yahuda İskariot) seçilmedikten sonra asla imana devam edemeyecektir. Ve bu kişiler için asla bir Hıristiyan, bir seçilmiş imanını kayıp etti diyemeyiz çünkü onlar hiç seçilmemişlerdiki yani sahip olmadıkları bir şeyi kaybetsinler.

“Bunlar aramızdan çıktılar, ama bizden değildiler. Bizden olsalardı, bizimle kalırlardı. Ayrılmaları, hiçbirinin bizden olmadığını ortaya çıkardı” (1 Yuhanna 2:19).

Düşüş veya düşmeyiş hakkında açıklanması gereken bir olayda bizlerin asla düşmeyeceğimizi Tanrı’nın bizi bırakmayacağını bildiğimiz için her zaman günah işleye bilir sonrada Tövbe ederiz mantığı asla doğru değildir. Çünkü Rab kendine ait olanları bilir ve Rab’bin adını anan herkes kötülükten uzak dursun sözleriyle mühürlenmiş olarak duruyor” 2. Tim 2:19 Ayetinde öğrettiği gibi bizlerin kötülükten uzak durmamızı ve Rabbe yakışır bir hayat sürmemizide istemektedir.

5. Günahı tanımlayın. Günah kavramı Müjdeyi anlamak için önemli midir? Neden?

Günah = Tanrı’nın yasasına, emirlerine, yapmamızı veya yapmamamızı istediği şeylere karşı gelmektir kısaca Tanrı’nın yasasını bozmaktır. Ve ilk Günah olarak normalde Adem ve Havva’nın yasak meyveyi yemesi olarak bilmemize rağmen aslında günah bizde doğuştan vardır her zaman günah’a doğru bir eğilimimiz vardır. Örneğin ilk insanlar olan Havva’nın yılanla konuşmasına baktığımızda Havva’nın Tanrı’dan şüphe ettiğini görüyoruz bu günahın yüreğe giren ilk kıvılcımları idi Havva’da ileride ise bu dünyanın nimetleri, Tanrının değil kendisinin hoşuna giden davranışları, istekleri yapmak dahada hoşuna gidiyor ve Şeytan’a uyuyor ve Günah işliyor.

Günahlı doğduğumuza ilişkin, yani Doğuştan Günaha meyilli bir yüreğimiz olduğuna  dair Kutsal Kitap’ta bir çok ayetler vardır, bunlardan birkaçına bakarsak

Her şeyden önce de yüreğini koru, Çünkü yaşam ondan kaynaklanır. Özdeyişler 4:23 Evet burada Yazar yüreğin en büyük problem yani yüreğin günaha meyilli olduğunu bize söylemiştir, ve yüreği günaha karşı olan isteğinden korumamız gerektiğini anlatmıştır.

Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir? Yeremya 17:9

Evet burada daha açık bir ifade kullanılmaktadır. Yüreğin bizleri günaha götüren sebep olduğunu, yani çevremizde günahkar çok insan olduğu için bizde zamanla onlara benzeyerek günahkar olduğumuz değil zaten Günahkar bir yüreğe sahip olduğumuzdur.

Ayrıca Günah sadece eylemle olmaz (Tıpkı Havva’nın Tanrı için yasak meyveyi yemesinden önce Tanrı’ya güvenmeyerek yasak meyveden yediği gibi) Bu konu Yeni Antlaşmada Rab İsa Mesih Tarafından bize Matta 5:27-28’de şöyle açıklanmaktadır. “’Zina etme’ denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına bakıp onu arzulayan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir.“ Evet burada sadece eylemle değil Günaha meyilli yüreğimizle düşündüğümüz şeylerde Günah olduğu Kurtarıcımız Tarafından söylenmektedir.

Ve Günah hakkında “Herkesin doğuştan ve HERKESİN GÜNAHKAR ve GÜNAHLI olduğu  hakkında Elçi Pavlus ve Yuhanna şöyle demektedir.

Romalılar 3:23 “Çünkü herkes Günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı.“

1.Yuhanna 1: 8 “Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz.“ 

Günah kavramı Müjdeyi anlamak için önemli midir? = Evet Çok Önemlidir.

Çünkü insan Günahlı olduğunu bilmezse neden Günahlarından kurtulmak istesinki yani olmayan birşeyden neden kurtulsun.

Genelde Kiliselerimizde, iş yerlerimizde vs. İman etmemiş kişilere İncil dağıtırız veya Kiliseye gelmelerini teşvik ederiz ve onların Kiliseye gelerek toplantılara katılarak Kutsal Kitap okuyarak kendi istekleri ile ve güçleri ile İsa Mesih’e gelip iman etmelerini bekliyoruz. Ve burada bizler o zaman yanlış yapıyoruz ve kişinin kendi doğruluğu ile kendi yüreğinin temiz olduğundan İman edip doğruluğunun mükafatı olarak Sonsuz ve Ebedi hayata kavuşacağını düşünmekteyiz. Daha öncede yazdığım gibi kişinin yüreği asla kendi başına bizim duyurmaya çalıştığımız müjde ile Rabbe yönelmez, Yönele bilmesi için kişinin Rabbe ihtiyacının olduğunu anlatmak gerekir, Çünkü Tek Kurtarıcı, Günahlardan Tek Temizleyici O’dur İsa Mesihdir. 

Biz öncelikle Hepimizin Günahkar, hepimizin yüreğinin günaha meyilli olduğunu anlayabiliyorsak insanlara Müjdeyi daha sağlam ve daha etkili sunabiliriz. İnsanlarla Müjdeyi paylaşırken Rabbin bizleri çok sevdiğini, bizler için acı çektiğini, kendisini alçalttığını ve bizleri kendi çocukları olma hakkını verdiğini anlatırken aynı zamanda TÜM BUNLARI BİZLERİN GÜNAHLI OLDUĞUMUZDAN bizlerin günahdan kurtulabilmesi için Rabbe gelmelerini anlatmalıyız. Kanser olduğunu bilmeyen bir hasta neden gidip o kadar çok para ödeyerek kanser ilacı alıp içsinki?? İnsana önce biz bir doktor gibi Kanserli olduğunu ve tedavi olması gerektiğini anlatmalıyız ve Reçetesinede İSA MESİH yazmalıyız.

6.Tamamen bozulmuşluk Mesih İsa’yı başkalarına anlatmamız konusunda kullandığımız yöntemlerde bizi etkiler mi? Nasıl?

Tamamen bozulmuşluk, istisnasız tüm insanlığın düşmüş olduğuna inanmaktadır ve fikrine sahiptir. Buna göre günah bizi tamamen kökten etkilemektedir ve günahsız hiçbir insan yoktur. Biz bu sınavdaki 5. soruda Müjdeyi paylaşırken Günahtan da bahsetmemiz gerektiğini söylemiştik ve yine tekrarlayarak insanların tamamen bir günah batağında olduğunu anlatmak gerekir ama insanlar buna karşı  kendilerine bakarak belki günah işlediklerini kabul edebilirler ama Tamamen günaha battığını “insansı kökten etkilediği için” kabullenmeye bilirler çünkü en azından birisine yardım ettiğini kurallara uyduğunu v.s. v.s. düşüne bilirler, bu durumda müjdeye ihtiyaçlarının olmadığını hissedebilirler. Ama biz onlara Tanrı’nın o yaptığımız işlere değil sadece lütufla kurtula bileceğini anlatmamız gerekecektir.

7.İnsanın iradesi ile insanın yetenekleri arasındaki ilişki nedir? Bizim özgür irademiz var mı? Görüşünü ayetlerle destekleyin.

İnsanın iradesi ve doğal yetenekleri vardır biz bu yetenekle ile düşünebiliriz, okuyabiliriz, görebiliriz v.s. v.s. yapabiliriz

Düşüne biliriz dedik bu düşüncelerimizde bizler için çok zor olan şeyleride düşüne bilir arzulaya biliriz örneğin uçmak gibi, uçmayı tüm insanlar isteyebilir ama doğal yetenek sınırsız değildir ve uçma eylemini gerçekleştiremeyiz ancak Tanrı’nın bize verdiği özgür irade sınırlı olduğu için bunları yapamayız

Örneğin benim yüreğimde İsa’yı seçme için Tanrı bana bir yetenek (arzu) vermemişse neden ben İsa’yı seçeyim ki, Çünkü benim yüreğimde iyiye karşı bir istek yoksa ben iyiyi seçmem çünkü o isteğe o yeteneğe sahip değilim.

Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. Yaratılış 6:5

Bu ayet’dede olduğu gibi insanlar özgür iradelerinden dolayı hep kötüyü hep günahı düşünüyorlar çünkü bu dünyada onlar cazip geliyor, çünkü yüreklerinde doğruluğu cazip kılacak yetenek arzu yok.

Sonuç olarak Özgür irademiz vardır bu doğal insan özgür iradesi ile birçok iş yapabilirim ama yeteneklerim sınırsız değildir bazı yeteneklere Tanrı’nın özgür iradeye ek olarak verdikleri ile sahip olabilirin. Örnek

Sizlere, Baba’nın bana yöneltmediği hiç kimse bana gelemez dememin nedeni budur” (Yuhanna 6:65)

Burada Rab bu konuya açıklık getirmektedir. Tanrı herkese özgür irade vermiştir tüm seçilmişler gibi diğer seçilmemiş “ADALETİ ALACAK” kişilerde özgür irade vermiştir ve onlarında belli bir yeteneğe sahip olduğunu biliyoruz ama Tanrı ek olarak Seçilmişlerine İsa Mesih’e yönelme arzusu vermiştir.

8.”Karşı konulmaz lütuf” bizi Tanrının ite kaka kendi krallığına soktuğu anlamında mıdır? Neden ya da neden değil?

Karşı konulmaz Lütuf Tanrının bizi ite kaka krallığına soktuğu anlamı değildir.

Ama bu lütuf bizim ellerimizi ayaklarımız bağlayıp bize Tanrının istediğini yaptırdığı anlamında da değildir. Karşı konulmaz lütuf Karşı konulmazdır çünkü Tanrı yüreğimize koyduğu arzu ve istek bizim Tanrıya yönelmemizi sağlar ve tüm bu lütfu alanlarda amacına ulaşır.

“Baba’nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni ben asla kovmam.” (Yuhanna 6:37).

9.Eğer insanlar kendi günahları içinde ölüyseler (Efesliler 2:1) O zaman neden müjdeyi vaaz etmemiz gerekiyor. Bu konuyu açıklarken ayetlerle destekleyin.

Evet hepimiz tüm insanlar günahları içinde ölüydük “Sizler bir zamanlar, içinde yaşadığınız suç ve günahlarınızdan ötürü ölüydünüz.Efesliler 2:1 ama Tanrının lütfu ile şu anda bizler yeniden doğduk  “Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfuylakurtuldunuz.” Efesliler 2:4 Bu ayetdede görüldüğü gibi bizler günahın içinde ölü olsak bile Tanrı’nın lütfu ve karşılıksız sevgisi sayesinde yeniden doğduk bunun için seçilmişler belki farkında olmasalar bile onlar ölü değildir onlar yaşıyorlar ve bu yaşadıklarının farkına varmaları için müjdeyi vaaz etmeliyiz. Ve ayrıca biz hangi insanın seçilmiş hangi insanın seçilmemiş olduğunu bilemeyiz eğer biz müjdeyi vaaz etmezsek bunlar seçilmemişlerdir diye seçilmiş olanada müjdeyi vaaz etmemiş olabiliriz.

Seçilmişlerin İman etmesi en önemli olay müjdeyi duyup iman etmesi değildir zaten onlar mutlaka yüreklerindeki karşı konulmaz etkin lütüfla Mesihi arayacaklardır Mesihegeleceklerdir. Ama seçilmişlerin seçilmiş olduklarının farkına varıp imanda daha erken gelişmeleride pekişmeleri ve büyümeleri önemlidir.

10. Evrensel çağrı ile etkin çağrı arasındaki farklılıkları açıklayın. 

Etkin çağrıTanrı’nın yüreğimize koyduğu bir istek bir arzu bir yönlendirme  çağrısıdır örneğin Tanrı’nın benim yüreğime Mesih Arzusu koydu ise ben Mesihi arzularım ve etkin çağrı isminden anlaşıldığı gibi etkindir ve amacına ulaşır.

Evrensel çağrı ise herkes tarafından işitilebilir ancak evrensel çağrıya etkin çağrıyı alanlar gelebilirler

11.Eğer Mesih İsa haç üzerinde bütün insanlığı kurtardıysa ve Tanrıyla barıştırdıysa Tanrının öfkesini kaldırmak için insanların günahlarını bağışladıysa neden bütün insanlık kurtulmadı?

Çünkü İsa Mesih tüm insanlığın, tüm dünyanın günahlarına kefaret olmadı, çünkü İsa Mesih tüm dünyadaki insanlar için dua etmedi. “Onlar için istekte bulunuyorum. Dünya için değil, bana verdiğin kimseler için istekte bulunuyorum. Çünkü onlar senindir” (Yuhanna 17:9). Ve İsa Mesih sadece Haç üzerinde önceden belirlenenler için önceden seçilenler için hayatını vermiştir. Ama bu İsa Mesihin Çarmıhta uğrumuza akıttığı kanın sadece seçilmişleri kurtaracak kadar yeterli olduğu anlamında değildir.!!

M.Orhan PIÇAKLAR (Orhan ANT)

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir