Bahabey caddesi sinema meydanı Yavruturna mah, cengiz topel cad. No: 2/B Erdem Apt B blok Çorum/Merkez

Barnaba – (Cesaretlendirici)

Barnaba – (Cesaretlendirici)

Samsun Kilisesi Vaaz

BARNABA (CESARETLENDİRİCİ)

Kutsal Kitaptaki kahramanlarımız kimlerdir? Benim ki Barnaba. Neden diye sorarsanız, Rab bizi başkalarını yetiştirmek için kullanmak istiyor. Bazı imanlılar sonsuza kadar bulundukları yerde kalacaklarını düşünerek başka imanlıları teşvik edip yetiştirmiyorlar. Belki de kendilerine rakip çıkacaklarını düşünüyorlar.

El. İş. 4:36=> ” 36-37 Örneğin, Kıbrıs doğumlu bir Levili olan ve elçilerin Barnaba, yani ‘Cesaret Verici’ diye adlandırdıkları Yusuf, sahip olduğu bir tarlayı sattı, parasını getirip elçilerin buyruğuna verdi.” Barnaba ilk defa burada ortaya çıkıyor kendisi Kıbrıslı idi ve İsraillin levi soyundan biri idi. Buraya baktığımızda kilise ilk kez kurulmuş oluyor. Yusuf olan adı elçilerle tanıştıktan sonra Barnaba olarak değiştiriliyor. Neden bu isim verildi? Çünkü karakteri öyleydi. Barnaba’nın hayatına baktığımızda cesaret verici ve teşvik eden bir insan olduğunu görüyoruz. Zaten adının anlamı da cesaret vericidir.

El. İş. 9:26-28=> ” 26 Saul Kudüs’e varınca oradaki öğrencilere katılmaya çalıştı. Ama hepsi ondan korkuyor, İsa’nın bir öğrencisi olduğuna inanamıyorlardı. 27 O zaman Barnaba onu alıp elçilere götürdü. Onlara, Saul’un Şam yolunda Rab’bi nasıl gördüğünü, Rab’bin de onunla konuştuğunu, Şam’da ise onun İsa adını nasıl korkusuzca duyurduğunu anlattı. 28 Böylelikle Saul, Kudüs’te girip çıktıkları her yerde öğrencilerle birlikte bulunarak Rab’bin adını korkusuzca duyurmaya başladı.” Eski adı Saul olan Pavlus’u hepimiz biliyoruz. Saul kiliseye düşmandı. İmanlılar ondan korkuyordu. Saul’un tek amacı Tanrı’ya hizmet ettiğini sanarak Mesih imanlılarına zulüm ediyordu.  Saul böyleyken Şam yolunda İsa’yı görüyor ve ondan sonra hayatı değişiyor. İsa’ya iman ediyor ve O’na hizmet etmeye başlıyor. İsa’ya karşı çıkan birisi iken, O’nu savunan biri haline geliyor. Saul İsa’yı kabul edip iman ettikten sonra ne oluyor? Diğer Mesih imanlıları Saul’u  hemen kabul ediyorlar mı? Onu bağırlarına mı basıyorlar? Elbette ki hayır. Çünkü ondan korkuyorlar, çekiniyorlar ve onun imanına inanmıyorlar. Ama bir kişi ona güveniyor ve Saul’’n yüreğini görüyor. Bu kişi Barnaba’nın ta kendisi. Barnaba’ya baktığımız zaman onun diğer insanlar gibi görmediğini ama Tanrı gibi görmeye çalıştığını ve insanları dış görünüşüne yada geçmişlerine göre yargılamadığını görebiliyoruz. Barnaba Pavlus’u alıyor ve onu teşvik ederek, destekliyor ve cesaretlendiriyor. Çünkü Barnaba başkalarında olumlu tarafları gören cesaret verici bir adam. Tanrı’nın her türlü insanı değiştirebileceğine ve O’nun bu üstün gücüne gerçekten inanan bir insan.

El. İş. 11:22-24=> ” 22 Olup bitenlerin haberi, Kudüs’teki inanlılar topluluğuna ulaştı. Bunun üzerine imanlılar Barnaba’yı Antakya’ya gönderdiler. 23-24 Kutsal Ruh’la ve imanla dolu, iyi bir adam olan Barnaba, Antakya’ya varıp Tanrı lütfunun meyvelerini görünce sevindi. Herkesi, candan ve yürekten Rab’be bağlı kalmaya özendirdi. Sonuç olarak Rab’be daha birçok kişi kazanıldı. ” Olay nedir? İlk kez Mesih inancı Yahudi toplumu dışı çıkan İsa’ya iman edenler haricinde topluluk kuruluyor. O zamana kadar iman edenler Yahudi idi. Ve kendi çerçeveleri içindeler di. Yahudilerin haricinde başka insanlar İsa’ya iman edince acaba bunlar doğru bir şekilde mi iman ediyorlar diye ve neye iman ettiklerini biliyorlar mı diye birini gönderiyorlar. Gönderdikleri kişi kim? Tabi ki Barnaba oluyor. Barnaba’ya git oraya bir bak bakalım git bir kontrol et diye görev veriyorlar. Belki başkası gitseydi Rab’bin yeni bir şeyler yapamayacağını inanan bir olsaydı gelişmeler farklı olabilirdi. Barnaba onları olduğu gibi kabul ediyor ve Tanrı’nın yeni şeyler yapacağına yürekten inandığı için oradaki yeni imanlı kardeşleri teşvik ediyor ve cesaretlendiriyor ondan sonrada Antakya kilisesine giderek oradaki kardeşlere olumlu bir rapor veriyor. Türkiye’de kiliselerimizde de Tanrı’nın yeni şeyler yapmayacağına inanan bir çok insanlar olduğu için Rab böyle çalışmaz diyen kişiler çok olduğu için kiliseler gelişmiyor. Ve eğer buna bizlerde kişisel olarak inanmıyorsak bizde iman hayatında gelişemiyoruz.

El. İş. 25-26=> “26 Ama İmparator’a, kendisiyle ilgili yazacak kesin bir şeyim yok. Bu yüzden onu sizin önünüze ve özellikle, Kral Agripa, senin önüne çıkartmış bulunuyorum. Amacım, bu soruşturmanın sonucunda yazacak bir şey bulabilmektir.” Başkalarıyla özel bir şekilde ilgilenmek ve onları desteklemek gerekiyor. Onları eğitmek gerekiyor. Ve Barnaba’ya baktığımız zaman bunu da görüyoruz Barnaba Pavlus’u yetiştiriyor. Çünkü Barnaba Tanrı’nın işlerini düşünen bir insan. Kilisenin işçilere ihtiyacı olduğunu biliyor ve kilisenin işlerini tek başına yapamayacağını da biliyor. Ve bir yıl boyunca Pavlus’u yetiştiriyor. Barnaba onunla özel bir şekilde ilgileniyor ve hikmetli bir şekilde Pavlus Barnaba’nın yanında kendisini geliştiriyor. Ve bir yılın sonunda Pavlus Rab’bin işi için hazır oluyor.

El. İş. 13:1-3=> “Antakya’daki inanlılar topluluğu içinde bazı peygamberler ve öğreticiler vardı: Barnaba, Niger denilen Şimon, Kireneli Lukyus, bölge kralı Hirodes’le birlikte büyümüş olan Menahem ve Saul. 2 Bunlar Rab’be tapınıp oruç tutarlarken Kutsal Ruh kendilerine şöyle dedi: “Barnaba’yla Saul’u, kendilerini çağırmış olduğum görev için bana ayırın.”
3 Böylece oruç tutup dua ettikten sonra, Barnaba’yla Saul’un üzerine ellerini koyup onları yolcu ettiler.”

Pavlus’un bir yıl kadar Barnaba’nın yanında çıraklık yaptığını söyledik. Ama burada artık çıraklık değil ortaklık başlıyor. Rab beş kişilik yönetim kurulunda şöyle diyor: Size üç kişi yeter. İki kişiyi Pavlus’u ve Barnaba’yı ben istiyorum diyor. Ve Pavlus ile Barnaba yola çıkıyorlar Müjdeyi duyurmak için. Yanlarına Markos’u da alıyorlar ve birlikte ortak olarak hizmet ediyorlar. İlk olarak ayetlere baktığımızda Barnaba ve Pavlus adı geçiyor. Çünkü önder Barnaba ama bakıyoruz konuşma yeteneği olan Pavlus. Ve birçok yerde hemen o atlıyor ve konuşmaya başlıyor. Ve Pavlus konuştuğu zaman halk onlar için tanrılar aramıza geldi diyorlar. Dikkat ederseniz 14. Bölümden sonra durum değişiyor Pavlus ve Barnaba diye devam ediyor. Burada Pavlus’taki önderliğin ortaya çıktığını görüyoruz ve Pavlus daha çok öne geçiyor ve daha çok sorumluluk alıyor. Dikkat ettiniz mi roller değişiyor. Barnaba önde iken Pavlus onun önüne geçiyor. Ama Barnaba bu durumdan hiç rahatsız olmuyor ve karşı koymuyor. Pavlus’u engellemiyor. Oysa kıskanabilirdi ya bu ne yapıyor? öğrencimdi beni geçti hiç boynuz kulağı geçer mi deyip onun öne geçmesine ve önde olmasına engel olmuyor. Tersine onu cesaretlendirmeye devam ediyor ve hiç kıskanmıyor. Döndüklerinde kiliseye rapor veriyorlar. Bu sefer ayete baktığımızda Barnaba’nın adı önde. Barnaba ve Pavlus olarak geçiyor. Kilisenin önünde Barnaba önder olduğu için raporu da Barnaba’nın kendisi veriyor. Bu haberin ardından Barnaba’yı bir kez daha görüyoruz. Ne yazık ki olumsuz bir şekilde

El. İş. 15:34-41=> “33-34 Bir süre orada kaldıktan sonra, kendilerini göndermiş olanların yanına dönmek üzere kardeşler tarafından esenlikle yolcu edildiler.
35 Pavlus’la Barnaba ise Antakya’da kaldılar, diğer birçoklarıyla birlikte ders verip Rab’bin sözünü müjdelediler. 36 Bundan birkaç gün sonra Pavlus Barnaba’ya, “Rab’bin sözünü duyurduğumuz bütün kentlere dönüp kardeşleri ziyaret edelim, nasıl olduklarını görelim” dedi. 37 Barnaba, Markos denilen Yuhanna’yı da yanlarında götürmek istiyordu. 38 Ama Pavlus, Pamfilya’da kendilerini yüzüstü bırakıp birlikte göreve devam etmemiş olan Markos’u yanlarında götürmeyi uygun görmedi. 39 Aralarında öylesine keskin bir anlaşmazlık çıktı ki, birbirlerinden ayrıldılar. Barnaba Markos’u alıp Kıbrıs’a doğru yelken açtı. 40 Silas’ı seçen Pavlus ise, kardeşlerce Rab’bin lütfuna emanet edildikten sonra yola çıktı. 41 Suriye ve Kilikya bölgelerini dolaşarak inanlı topluluklarını pekiştirdi.”
 Barnaba ve Pavlus çok farklı kişiliklere sahip insanlar. Pavlus bir öncü ve tam bir görev adamı engel tanımayan birisi. Bu yüzden Pavlus Markos’u kabul etmiyor. Ve Barnaba ile bu yüzden aralarında keskin bir anlaşmazlık çıkıyor. Çünkü Barnaba Markos’a bir şans daha vermek istiyordu. Anlaşamadılar ve birbirlerinden ayrıldılar. Sizce hangisi haklı hangisi haksız? Bilmiyoruz ama bir bakıma Pavlus görevine engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak için haklıydı. Ama Barnaba da haklıydı. Çünkü Barnaba’nın burada ki tutumu Markos’u kurtarmaktı. Bu adamı çöpe atamayız onu teşvik edelim yüreklendirelim cesaret verelim. Çünkü Barnaba cesaretlendirici. Bu olaydan sonra Barnaba’yı Kutsal Kitapta bir daha duymuyoruz. Ama Barnaba olmasaydı Pavlus böyle etkin hizmet edemezdi belki. Çünkü Rab Pavlus’u bulunduğu yere getirmek için Barnaba’yı kullandı. Barnaba’nın adı bir kez daha Pavlus’un Korintliler’e yazdığı mektupta geçiyor ondan sonra daha geçmiyor. Ama Markos’un adı iki kere geçiyor. Ve çok olumlu bir şekilde. Pavlus Markos’u hizmet etmesi için yanına çağırıyor. Ve Markos’un güçlü bir şekilde Rab’bin işinde çalıştığını görüyoruz. Markos kazanılmıştı ve Pavlus Markos’a sana ihtiyacım var gel diyor. Demek ki burada görüyoruz ki Barnaba doğru olanı yaptı. Markos’a destek oldu. Onu bir kenara atmadı. Tam tersine cesaretlendirdi ve yüreklendirdi. Sonuç Markos kazanıldı. Barnaba “İyi bir adamdı”. Herhangi bir kişi hakkında bundan daha güzel bir şey söylenemez. Her birimiz üstün kişiler olamayız, ama Rab’bin inayetiyle hepimiz “İyi kişiler” olabiliriz. Özellikle böyle bir zamanda dünyamızın bu gibi kişilere ne kadar çok ihtiyacı var değil mi? Nasıl iyi bir insan olunur iyi bir insan olmak için ne yapmak gerekli. Barnaba hakkında Kutsal Kitap iyi bir insan diyor. El. İş. 11:23-24=> Bunun üzerine imanlılar Barnaba’yı Antakya’ya gönderdiler. Kutsal Ruh’la ve imanla dolu, iyi bir adam olan Barnaba, Antakya’ya varıp Tanrı lütfunun meyvelerini görünce sevindi. Herkesi, candan ve yürekten Rab’be bağlı kalmaya özendirdi. Sonuç olarak Rab’be daha birçok kişi kazanıldı Barnaba’nın iyi bir insan olduğunu nereden görebiliriz.

(1) Barnaba’nın iyi bir adam olduğunu onun GÖRDÜKLERİNDEN bilirizEl. İş11:22-24. Ne yazıyor? “Barnaba, Antakya’ya varıp Tanrı lütfunun meyvelerini görünce sevindi” diyor. Barnaba Antakya’ya varınca ilk gördüğü şey Rab’bin lütfuydu. Yani İsa Mesih’te kurtuluş bulmuş olan insanları gördü. Diri Mesih sayesinde hayatları tamamiyle değişen insanlar gördü. Rab’de sevinen Mesih imanlıları gördü. Rab’bin inayetinin, O’nun lütfunun faaliyet içinde olduğunu gördü. Yani insanların hayatlarındaki olumsuz yönlere bakmadı, Rab’bin onlarda yapmakta olduğu en olumlu şeyleri gördü. Biz insanlığımızdan kaynaklanan bir eğilim ile insanlarda en kötü olanı görmeye alışmışız. Şunu hatırlamalıyız ki ‘İyiliğin’ göstergelerinden birisi insanlarda Rab’bin inayetinin işlemekte olduğunu görmektir.

(2) Barnaba’nın iyi bir adam olduğunu onun HİSSETTİKLERİNDEN biliriz. Tanrı’nın lütfunun işlemekte olduğunu gördüğü zaman onun içinden nasıl bir tepki yükseldi? 23. ayet diyor, “Tanrı lütfunun meyvelerini görünce sevindi”. Bu adam Tanrı’nın muhteşem işini görünce gerçekten yürekten sevindi. Biz de aynı tepkiyi gösterir miyiz? Bazıları bir yerde Tanrı’nın işlediğini ve ruhsal bir uyanış yarattığını duyunca kızıyorlar. Bir sürü bahane bulup bunun gerçek bir ruhsal uyanış olmadığını söylüyorlar ve oradaki önderleri suçluyorlar. Diğerleri ise Tanrı lütfunun meyvelerini görünce seviniyorlar. Bu meyveleri görmek önemlidir. Dikkate almamız gereken bir nokta vardır: Barnaba’nın Antakya’daki ruhsal uyanışta hiç bir payı olmadığı halde o yine de yürekten sevindi. Tanrı başka insanları kendi hizmetinde yoğun biçimde kullandığı zaman biz de Barnaba gibi sevinir miyiz? Yoksa hemen eleştirilere mi başlarız.

(3) Barnaba’nın iyi bir adam olduğunu onun SÖYLEDİKLERİNDEN biliriz. Bir kişinin sözleri onun karakter yapısının iyi bir ölçeğidir. Dilimizin hem İYİ hem de KÖTÜ yönde gücü olabilir. 11:23 ayetinde ne yazar?

a-)Barnaba yeni imanlıları yüreklendirdi. İbr 10:25=>“Bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o Günün* yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim”

b-) Barnaba onları köklü ve sadık imanlılar olmaya teşvik etti. 1.Kor.15:58=> “Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, Rab’bin yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini bilerek dayanın, sarsılmayın, Rab’bin işinde her zaman gayretli olun”

c-) Barnaba onların gözlerini İsa’ya çevirdi ve O’na yakın kalmalarını sağlamak için çaba gözterdi. İbraniler 12:2=>“Gözümüzü, imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa’ya dikelim. O, kendisini bekleyen sevinç uğruna utancı hiçe sayıp çarmıhtaki ölüme katlandı ve Tanrı’nın tahtının sağında oturdu”

(4) Barnaba’nın iyi bir adam olduğunu onun YAPTIKLARINDAN biliriz. Barnaba, Kutsal Yazıları öğretme konusunda kendisinden daha iyi armağanlara sahip olan Pavlus’u getirdi. Burada bu adamda gerçekten Tanrı’nın lütfunun göstergesini görebiliriz. “Bu işi ben iyi yaparım” demedi ve Tanrı egemenliği için gereken en iyi şeyi yaptı: başka birisini uygun gördü. Bu adam gerçekten alçakgönüllüydü. O’nun görüşüne göre Rab İsa yüceltildiği süre kendisi en alçak konumu almaya hazırdı. Rom 12:9-11 “9 Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın.”

(5) Barnaba’nın iyi bir adam olduğunu onun KARAKTER YAPISINDAN biliriz. Gerçekten kim olduğumuzu belirten ne sözlerimiz, ne düşüncelerimiz ne de gördüklerimizdir. Aslında kim olduğumuzdur. 26. ayette okuyabiliriz ki Barnaba bir yıl bu yeni imanlılar arasında yaşadı. Bundan öğrendiğimiz bir şey vardır: Barnaba’nın yaşamı söylediği sözler, düşünceleri ve duyguları ile uyum içindeydi. Bizim de hayatımız sözlerimizle bağdaşmalı.

Şimdi İYİ BİR ADAMIN karakter özelliklerine bakalım

a- GÖREN GÖZLER  b- SEVİNÇLİ bir yürek

c- YARDIM EDEN bir dil d- ALÇAKGÖNÜLLÜ bir yürek

e- Bunlara UYAN bir yaşam

İyi olmanın sırrı nedir? Barnaba doğuştan iyi bir kişi olamazdı. Çünkü “iyi olan Kimse yok bir kişi bile yok” diyor Kutsal Kitap El. İş 11:24=> ayetlerine bak: “Kutsal Ruh’la ve imanla dolu, iyi bir adam olan Barnaba”. İyi olmanın sırrı KUTSAL RUH’LA ve İMANLA dolu olmaktır. Kiliselerimizin ve bizim topluluğumuzun özellikle Barnaba gibi kişilere ihtiyacı var. Ben Barnaba’yı gözümde canlandırırken onu şu şekilde düşünüyorum. Her zaman güler yüzlü şikayetçi olmayan hizmetkar ve insanlarla iyi geçinen biri gibi düşünüyorum. Ama sizlere sorum şu: siz nasılsınız? Barnaba gibi miyiz? İnsanlarla ilgileniyor muyuz? Kişilerin hatalarını ve olumsuz yanlarını görmekten çok olumlu taraflarını görüp kardeşlerimizi teşvik edip cesaretlendirebiliyor muyuz? Onları yüreklendirebiliyor muyuz? Dışlanan kişileri yine Rab’be kazanıyor muyuz? Onlara Barnaba’nın Markos’a yatığı gibi yeni şanslar veriyor muyuz?

Antalya İncil Kilisesi Pastörü Ramazan Arkan

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir