Bahabey caddesi sinema meydanı Yavruturna mah, cengiz topel cad. No: 2/B Erdem Apt B blok Çorum/Merkez

Kadının Sevinci

Kadının Sevinci

Kadının Sevinci

Yaratan kadınsız erkeğin eksik bir yaratık olacağını düşünerek onun yanına en değerli arkadaşı koydu. Kadın benimsensin, sevsin, sevilsin, korusun, korunsun, Tanrı’ya insana beğenilir çocuklar yetiştirsin diye. Bundan öte, kadın da tıpkı erkek gibi eğitilsin, eğitsin, topluma yararlı olsun. Tanrısal düzende önemli yeri olan kadını aşağılamak, pataklamak, korkutarak cinsel ilişkiye zorlamak, onu bilgisiz bırakmak, tecrit etmek doğrudan doğruya Yaratan’ın yapıtını bozmaktır. Kadın da erkek gibi Tanrı’nın benzerliğinde yaratıldı.

Aklı genellikle cinsel konulara yönelik günahlı nice erkeğin ilgisi, kadını kendine zevk getiren bir yaratık saymaktır. Öte yandan, bir kadının erdemli yaşamı bırakıp cinsel zevk aleti olmaya eğilimi ya da bu yolda istismarı hüzün ve acı çektiricidir. Toplumu sarsan bunalımlar arasında kadının ezilmesi, eğitimsiz kalmaya zorlanışı, temel haklardan yoksun bırakılması ve en çirkini, askeri işgallerde art arda tecavüze uğraması önde gelen vahşet ve utandırcılık olmuş. Kutsal Kitap’ta Tanrı esiniyle şunlar yazılıdır: “Kadın erkeğin yüceliğidir… Kaldı ki, Rab bağlılığında kadın erkekten, erkek de kadından ayrı sırada düşünülemez. Çünkü kadın erkekten oluştuğu gibi, erkek de kadından doğar. Ama her şey Tanrı’dan oluşur” (I.Korintoslular 11:7,11,12). Gel de bu tanrısal buyrukları aklı gitmiş kişilere söyle!

Tarih boyunca kadının çekmekte olduğu yürek burkucu çilelerden biri, erkeğin keyfine göre karısını talâk-ı-selaseye, yani boşanmaya itmesidir. Bin bir çeşit düzenle, hiç ara vermeden İsa Mesih’i sınamayı alışkı yapmış din adamları, boşanmayla ilgili bir soru doğrulttu O’na. O onları taa yaratılışa götürdü: “Başlangıçta Yaratan onları erkek ve dişi olarak yarattı diye hiç okumadınız mı siz? Bu nedenle, insan babayı ve anneyi bırakıp karısına bağlanacak, ikisi bir tek beden olacak.” Bu anımsatmayla, “Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayırmasın”dedi. Ama Ferisiler, Musa’nın yasasında erkeğin kadına boşanma kâğıdı verip onu salıvermeye izinli olduğuna dolaştırdı konuyu. Yürekleri bilen İsa bunun gerisindeki nedeni kesinlikle açıkladı: “Siz katı yürekli olduğunuz için Musa eşlerinizi boşamanıza izin verdi. Ne var ki, başlangıçta durum bu değildi. Size diyorum ki, her kim cinsel uygunsuzluk olmadan karısını boşayıp baş-kasıyla evlenirse cinsel yolsuzluk işler” (Matta 19:3-9). Rab İsa, her boşanmanın gerisinde katı yüreklilik bulunduğunu vurgular. Hem erkeğin hem de kadının yüzeğine şifa verebilen..

Düzenli ve sağlıklı aile, yapıcı karı-koca ilişkisi ana konulardandır: “Kadınlar, Rab bağımlılığına yaraşır tutumla kocalarınıza bağımlı olun. Kocalar, karılarınızı sevin ve onlara karşı sert davranmayın” (Koloseliler 3:18,19). “Genç kadınlara kocalarını ve çocuklarını seven olmayı öğretsinler. Ağırbaşlı, suçsuz, evcimen, iyi huylu, kocalarına bağımlı kadın olsunlar… Bunun gibi, genç erkekleri de isteklerine egemen olabilmeyi öğütle” (Titos 2:4-6). “Herkes evliliğe saygıyla baksın, evlilik yatağını da lekesiz tutsun. Rasgele cinsel ilişkiye ve evlilik dışı cinsel bağlantıya girenleri Tanrı yargılayacaktır” (İbraniler 13:4). Toplumun sevincini güvenliğini düzenli aile oluşturur ve geliştirir. Yuvayı yapan dişi kuştur deyimi birçok yönden gerçektir. Bu nedenle, dişi varlığa yaraşan değeri sağlayan ve onu savunan İsa Mesih’in sözleri anlaşılıp değerlendirilince sağlam konut sağlam temele oturmuş olur. İnsanlığa Tanrı sevgisiyle gelen Mesih ideal aileyi kuran, koruyan, sarsılmaz temele oturtandır. Bunun gerçekleşmesi karı-kocanın O’ndan kutluluk dilemesine bağlıdır.

TANRI’YI ARAYIŞIN adlı kitabımızı adresimizden isteyebilirsiniz:

Posta Kutusu 117, TR-34490 Beyazıt – İstanbul

PARLAK YARINLAR Sayı: 02

Kadınsız dünya neye benzerdi? Belirgin önem taşır kurulu düzende kadın. Özellikleri saymakla tükenmez; baş niteliği anneliğidir.. Kadın doğanın şiiridir. Tıpkı yıldızlar gökyüzünün şiiri olduğu gibi annelerimiz, eşlerimiz, kız kardeşlerimiz, kızlarımız.. Ne değerli anılarımız var kadına ilişkin! Öte yandan birçok aklın bozuk anılarla dolu olduğuna da kuşku yok. Kadınla ilgili konuları önemli tutan Birleşmiş Milletler Kurulu her yıl 8 Mart’ı Kadın Hakları Günü atamış. Bu doğrultuda emek verenlere başarı dileriz, erkekleri sevindiren, Yaratan’dan gelen her hakkın kadınlara da verilmesini gönülden isteriz.

Kutsal Söz’de yazılıdır: “Tanrı insanı kendi benzerliğinde yarattı. Onu Tanrı benzerliğinde yarattı. Onları erkek ve kadın olarak yarattı” (Yaratılış 1:27). Yaratan ikisini de günahsız kötülüksüz durumda Eden bahçesine koydu, bağlılıklarını belgeleyen bir sınır atadı: “İyilikle kötülüğü bilme ağacının ürününden yemeyeceksin” (2:17). Hem Tanrı’nın hem de insanın baş düşmanı şeytan kadını ve onun aracılığıyla erkeği söz dinlemezliğe dürttü. Onları günahın karanlığına itti, kendilerinden yetişecek soyu da bozdu.. Atalarımız tanrısal sınırı aşarak günahlı oldu. İçinden çıkılamayan bozukluk.. İyilikle kötülüğü kendileri kararlaştırmaya kalktı. Başlangıçta dertten acıdan arıydı onlar. Yaratan’la paydaşlıkları bütündü, barış-esenlik güncel gönençleriydi. Söz dinlemezlik kadını da erkeği de şimdiki acınılacak duruma soktu. Günah ruhsal çöküme neden oldu. İnsanı Tanrı’nın yüceliğinden ıraklarda bıraktı.

O ilk günahın işlendiği gün, insanı seven ve acıyan Tanrı yılan aracılığıyla günahı soyumuza sokan iblise çarpıcı bir gelişimi haber verdi: “Seninle kadın arasına düşmanlık koyacağım. Ve senin tohumunla onun tohumu arasına.. O senin başını ezecek, sen de onun topuğuna saldıracaksın” (Yaratılış 3:15). Günaha yuvarlanan insana Yaratan’ın Sevinç Getirici Haber’i ilkin orada duyuruldu. Akıllara doğal bir soru gelir: İblisin tohumu nedir? Karanlık egemenliğinin gözle görülmeyen cin orduları ve karanlıktan kaynaklanan kötülük buyruklarına tınmadan uyan ademoğulları havvakızları.. Öte yandan kadının tohumu ne olabilir? Erden kızdan, Meryem’den dünyaya gelecek olan kurtarıcı İsa Mesih. Tek günahı olmayan Kurtarıcı, canını kurtarmalık olarak vermeye, insanı günahtan arıtmaya gelecek, iblisin kudurgan saldırılarıyla karşılaşacak, ıstıraplar işkenceler çekerek çarmıhta ölecek. Tanrı’nın düzenlemesinde bu en parlak yengiye dönüşecek.. Tanrı vaadi İsa’da gerçekleşti. Mesih üçüncü günde görkemle dirilerek günahın, iblisin, mezarın, cehennemin zincirlerini kırdı, gücünü yıktı, O’na iman edenlere yeni yaşamı verdi ve vermekte..

Bu Mesih’in yetkisini kıskanan din yöneticileri birgün, cinsel uygunsuzlukta yakaladıkları bir kadını yaka paça ederek O’nun karşısına diktiler. “Böylesine ne yapmak gerekir?” diye sordular; ruhsal yasa uyarınca taşlanması gerektiğini O’na anımsattılar. Kaskatı yasaları buydu! Ne af edilmeyi, ne de af edebilmeyi kavrayabilen bu sinsi insanların amacı kötüydü. İsa, “Zararı yok, bırakın!” derse, O’nu yasasızlıkla suçlayacaklardı. Yok, “Taşlayın!” derse, bu kez O’nu tıpkı kendi örneklerince yüreksizlikle karalayacaklardı. Hiç çekemedikleri İsa’yı kıskıvrak yakaladıklarını tasarlarken O onları yanıtladı: “Aranızda günahsız olan kim ise, onun üstüne ilk taşı atsın!” Tümü de afallayıp kaldı. Söyleyecek söz bulamadılar, teker teker sıvışıp gitmekten başka çıkar yol bulamadılar. İsa kadına parlak ve gönül açıcı bir güvenlik sözüyle konuştu: “Ben de seni suçlamıyorum. Git bundan sonra yeniden günah işleme!” (bkz. Yuhanna 8:1-11). Bu olayda günahları affeden Kurtarıcı’yla karşılaşırız.

Başka bir olay: On iki yıldır kan akıntısına tutulmuş, tüm parasını harcamaya karşın defalarca gösterilen bakımdan hiçbir yarar görememiş, tersine daha da kötüleşmiş bir kadın, İsa’ya ilişkin çok şey duymuştu. İsa ağlayan bir babanın ölen kızını yeniden yaşama kavuşturmaya gitmekteydi. Yoğun bir topluluk kendisini izliyordu. İmanlı kadın araya sokulup İsa’nın giysisine dokunuverdi; çünkü içinden, “Giysisine dokunursam kurtulacağım”diyordu. Kendisinden güç çıktığını bilen İsa, “Giysime kim dokundu?” diye sordu. Öğrencileri, “Bunca sıkıştırmaya karşı, ‘Bana kim dokundu’ diye nasıl soruyorsun?” dediler. Kadın korkuyla, titreyişle İsa’ya yaklaştı, önüne düşüp tüm gerçeği açıkladı. İsa ona, “Kızım”dedi, “İmanın seni kurtardı. Esenlikle git, hastalığından sağlık bul!” (Luka 13:11-13).

Kurtaran, şifa veren, gönülleri açan, günahlı insana özgürlük sağlayan İsa’yla ilgili güven getirici ayrı bir olgu:  İsa birgün  bir din adamının evinde yemeğe çağrılmıştı. Birçok kişi yerken, o kentte bozuk ve düşük yaşamıyla tanınan bir kadın kasırga gibi içeriye seğirtti. Elindeki kaymak taşı bir kapta çok pahalı, güzel kokulu yağ taşımaktaydı. Gözyaşları dökerek dize kapandı, kaptaki sümbül yağını İsa’nın ayaklarına boşalttı. Gözyaşlarıyla O’nun ayaklarını ıslatıyor, saçlarıyla da kuruluyordu. Kadın İsa’nın ayaklarını öpüyor, için için ağlayarak güzel kokulu yağla onları ovalıyordu. Görünüm yürek burkucuydu. Ama ev sahibinin ayranı kabardı: “Bu adam kendisine dokunan şu kadının ne mal olduğunu bilmiyor mu?” yolunda yere çalıcı bir soru attı ortaya. Elbette, çok iyi biliyordu her insanı O. Burnu Kaf dağında din önderlerine, böyleleri kurtarmak için yeryüzüne indiğini anımsattı; kadına da, “Günahların bağışlandı…imanın seni kurtardı” dedi. “Esenlikle git!” (Luka 7:36-50).

İncil’in sayfalarını doya doya okuyanın, hem kadını hem de erkeği yürekliliğe kavuşturanın acımasıyla ilgili bu üç olayda Kurtarıcı İsa Mesih’in zayıf cins doğrultusunda tutumu davranışı aydınlatıcıdır. Bunlardan edinilen gerçekleri özetlemenin yararı derindir: Sevgi, acıma, af etme, yeni yaşama kavuşturma, kadını erkeğin yüreksizliğine bırakmama, kadını suçlarken erkeğe ilişmeme, erkeğin şovenizmini ezme, acımasız yargının, öç alıcılığın çirkinliğini, başkasını suçlayanın bin bir kötülüğünü anımsatma, şeriatın sert harfiyle övünmeleri yıkma.. Bu sağlayışları Mesih veriyor kadına. Baskıyla ezilen, hor görülen kadını ve onun yanı sıra erkeği Rab İsa Mesih kayraya esenliğe yükseltiyor. Yüceden insanlığa inen İsa Mesih’in sözleri eylemleri Tanrı işleridir. Kişiyi de, aileyi de, çocukları da salt O kurtarır. Bu kurtarıcının ardı sıra gidenler arasında pek çok kadın bulunuyordu. İç dünyaları hakka, adalete, eşitliğe susayan kavramlı kadınlar İsa’nın kendilerini yükseltmeye geldiğini tanıdı.

İnsan haklarının geniş çapta çiğnendiği şimdiki dönemin görünümü gerçekten ürkütücü.. Çalkantılar zincirinin baklaları arasında kadının çilelerini örtbas edicilik, çatlağı balçıkla sıvamaktır. Kadına karşı yeğ görülen uygulamalar döl yatağından başlıyor: Bazı ülkelerde doğacak çocuğun kızlığı öğrenildiğinde dölüt hemen kazılıyor. Bazı bölgelerde kız doğar doğmaz boğuluyor. Birçok yerde kızlar tüyler ürpertici seks pazarına çıkarılıyor. Belirli kuşaklarda kızların sünneti resmen onaylanıyor. Çokevlilik giderek yayılıyor, kadınlar acımazlıkla pataklanıyor, tâlak-ı-selase rağbet buluyor. Ağır işlerde çalışan kadınların derdi arş-ı-âlâya yükseliyor. Ve bunalımın baklaları durmak bilmeden giderek çoğalıyor.

Tanrı düzeninde kadın erkekle tam eşitliktedir; yaşam arkadaşı, aile birliğinin kurucusu.. RAB Tanrı, “Adamın tek başına olması iyi değildir, kendisine yaraşan bir yardımcı yapaca-ğım” dedi… “RAB Tanrı adamın üzerine derin uyku getirdi ve o uyudu. Onun kaburga kemiklerinden birini aldı, yerini etle kapladı. RAB Tanrı adamdan aldığı kaburga kemi-ğinden bir kadın yaptı, onu adama getirdi. Adam, ‘Şimdi bu kemiklerimden kemik, etimden ettir’ dedi. ‘Buna kadın denilecek; çünkü o insandan alındı.’ Bu nedenle insan anasını babasını bırakacak, karısına yapışacak ve tek beden olacaklar” (Yaratılış 2:18,21-24).

Tanrı Sözü’nde, yaratık insanın bir parçası olan kadına ilişkin bu ilginç açıklamanın yanı sıra, her iki varlığın da günahlı olması nedeniyle Tanrı kayrasına, esenliğine, bilgeliğine gerek-sinimliliği vurgulanır. Yaratan’ın kadını ya da erkeği yeni yaşam aşamasına getirmesinden sonra şu gerçek belirtilir: “Yahudi ile uluslar, köle ile özgür, erkek ile kadın arasında hiçbir ayrım yoktur. Çünkü hepiniz de Mesih İsa bağlılığında birsiniz. Eğer Mesih’in iseniz, bu durumda İbrahim’in soyusunuz. Vaat uyarınca mirasçılarsınız” (Galatyalılar 2:28,29). Tanrı Babamız, İbrahim iman örneğimiz, Mesih inanlıları miras ortağı.. İnsanlığın can yakıcı çalkantıları zincirinde erkeğin kadına tahakkümü melekleri ağlatan tanrısaymazlıktır.

Yaratıkları arasında hiçbir ayrım yapmayan Tanrı her tür haksız adaletsiz uygulamayı kınar. Kutsal Söz’de kadının yadsınamayan önemini belirten açıklamalar Tanrı’ya şükran duygusuyla anımsatılmalı: “Kendine eş bulan iyilik bulur, RAB’bin onayını alır… Davranışları ölçülü kadın onur kazanır… Erdemli kadın kocasının tacıdır; ama utanç bilmeyen kadın onun kemiğinde kanser gibidir… Bilgeli kadın evini kurar, ama akılsız kadın onu elleriyle yıkar… Erdemli kadını kim bulabilir? Onun değeri yakutlardan üstündür. Ağzını bilgelikle açar, sevecenlik öğretişi ağzındadır… Çekicilik aldatıcıdır, güzellik boştur; ama bilgeli kadındır övülen” (Süleyman’ın Özdeyişleri 18:22; 11:16; 12:4; 14:1; 31:10,26,30).

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir