Soteryoloji (Kurtuluş Bilimi) Hakkında Soru Cevaplar
Bölüm 1- Kurtulmaya neden ihtiyaç duyuyoruz- Yaratılış ve Düşüş ( Yaratılış 2:15-,-3:6 )
1. Yaratılış 1:1,- 1:26-ve-2:7 yi okuyun. Bu ayetler insan olarak bizi nasıl tanımlamaktadır?
Yaratılış 1:1,- 1:26-ve-2:7 yi okuyun. Bu ayetler insan olarak bizi nasıl tanımlamaktadır?
- 1- Cevap : Tanrı insanı topraktan yaratmıştır Tanrı hayat veren nefesi ile Ademin burnuna üfürerek ona yaşam vermiştir, Ve bu yaratılışın özellikleri Kutsal Kitap ayetlerine göre, Tanrı’nın yine yarattığı tüm dünyadaki canlı ve cansız varlıklara egemen olma hakkını vermiştir, Tıpkı Tanrının tüm evrene egemen olduğu gibi kendi benzeyişinde yarattığı insanlara da Dünyadaki varlıklara hakim olma şansını sunmuştur. Ve yine kutsal kitabın başka bölümlerinde de bizlerin Tanrı benzeyişinde yaratıldığımızı göstermektedir, ve buda insanların hem ruhsal hemde ahlaki bakımdan Tanrı benzeyişinde yaratıldığını göstermektedir.
2. Dr. Ryken’in tanımlamasına göre, Tanrıyı üç yolla yüceltebiliriz. İşlerimizle, dinlenmekle ve ilişkilerimizle. Biz bu yollarla Tanrıya nasıl hizmet edebiliriz.
- 2- Cevap : Bir insan hiçbir zaman Tanrı’nın istediği gibi mükemmel olamaz ve bu mükemmellikten dolayı Tanrının takdirini beğenisini kazanamaz, insan mükemmeliyeti yakalayamayacağına göre ancak başka yollarla Tanrı’nın bizi yaratmasındaki amacına uygun yaşayabilir. Tanrı’nın bizi yaratmasındaki amacı Kutsal Kitap’ta bir çok yerde değişik ayetlerle açıklanmasına rağmen benim en çok hoşuma gidip kullandığım ayet ‘Öyle ki, bana ün, övgü, onur getirecek bir halk olsunlar. Yeremya 13:116 görüldüğü gibi Tanrının isteği onu yüceltebilecek bir halk olmamız bunuda ancak çalışarak, Gündelik ekmeğimizi Tanrının bize sağlamış olduğu işe gidip çalışarak çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak, kazancından ondalığını, sunusunu sunarak ve bu sunular ile Rabbin egemenliğinin tez gelmesi için ve Rabbi övecek etkinliklerde kullanarak, yoksullara yardım ederek sağlayabiliriz gördüğümüz gibi “bir çalışmakla” Tanrının adını yüceltebilmek için ne çok eylem yapabildik buna göre Çalışmak Tanrıyı yüceltebilmemizin yollarından biridir. Daha sonra dinlenmekle de Tanrıyı yüceltebiliriz, Şabat ayinini kutlayarak o günü dünyasal işlerimizi bir yana bırakıp kardeşlerimizle Rabbe ilahiler söyleyerek, dualar ederek onunla konuşarak, veya sadece Pazar günleri değil bazen kendimize sessiz bir zaman yapıp Tanrı ile baş başa kalarak da dinlendirebiliriz. Buna göre kendimizi dinlendirerek de Rabbi yüceltebiliriz. Ve 3. yol ise ilişkilerimizle de Tanrıyı yüceltebiliriz, bir kitap okumuştum Tanrı Kadını ayaklar kemiğinden yaratmadı ki erkeğin ayakları altında ezilip gitmesin aksine göğüs kemiğinden yani yanı başından yarattı ve eşit olduğu anlaşılsın diye yazılmıştı. Gerçekten Tanrı Erkeği ve kadını yarattı ki bu buna göre eşler birbirine eşitlerdir ve Tanrı insanları öyle her şeyi güzel düşünerek yarattı ki tüm dünyayı kadın veya tüm dünyayı erkek olarak yaratmadı ürememiz için kadın ve erkek olarak yarattı ve Tanrı cinselliği bize kendisi verdi bu cinsellik aracılığı ile üreyelim Tanrıyı çalışarak, dinlenerek övebilecek çocuklarımız dünyaya gelsin istemiştir, Buna göre Tanrı’yı kuracak ilişkilerimizle de yüceltebiliriz.
3. Elçilerin işleri 16:30 u okuyun. Acaba kendi kendimizi neden kurtaramayız?
- 3: cevap : Elçilerin İşleri 16:30 Onları dışarı çıkararak, “Efendiler, kurtulmak için ne yapmam gerek?” diye sordu.
Kaynak ayetimiz olan Elçilerin İşleri 16:16-40 ‘ta yukarıdaki zindancının sorduğu ayet bulunmaktadır, Zindancı Pavlus ve arkadaşlarındaki doğa üstü (Zindancının ilk izlenimine göre) gücü görünce kendisininde kurtulmaya ihtiyacı olduğunu fark etmektedir. Yani zindancı o zamana kadar beklide yaptığı işlerle veya mensup olduğu inancın kendisini kurtaracağına veya hiç böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını düşünmüş olabilir. Ancak Zindancı o anda fark ediyor kurtulmaya ihtiyacı olduğunu ve “Evet bende şu şu şu işleri yaparak kurtulacağım” demiyor, “hareketlerime çeki düzen vererek kurtulacağım” demiyor “Ne yapmam gerek?” ve onlarda “İman” et diyorlar,
Bunu başka bir örnekle şöyle açıklayabiliriz, Bir gün bir adam denize yüzmeye giriyor ve adam biraz açıldıktan sonra dalgaların yüksekliğinden ve çıkan fırtınadan sonra batmaya, boğulmaya başlıyor, hiç kulaç atacak durumda değil. Peki şimdi bu adam ne yapması gerek oradan kurtulması için bir can simidine ihtiyacı var, yoksa adam bir eliyle kendi saçlarından tutarak yukarıya kaldıramaz, yani kendi kendini boğulmaktan kurtaramaz, Tıpkı zindancı gibi boğulan adamda boğulmaya başlamadan önce böyle bir can simidine ihtiyacı olduğunu bilmiyordu, belki televizyonlarda, gazetelerde yüzme bilmeyen insanların boğulduğunu duymuştu ancak o an için bu haberleri izlerken hiç kendi aklından bile geçirmemiştir kendisininde boğulacağını,
Kurtulmak kendi başına yapılan ve yapılacak bir eylem değildir, mutlaka bunun bir başka karşı tarafı vardır, neyden, nasıl kurtulacağım gibi
Tüm insanlık günah yüzünden (hem orijinal, hemde kişisel günahtan dolayı) Tanrı’dan uzaklaşmıştır, Tanrı’nın yüceliğini göremez olmuştur, oysaki Tanrı her zaman aynı yerinde, ama günah duvarı yüzünden biz Tanrı’yı göremiyoruz, Tanrı’da bize baktığında bizi değil günahımızı görmektedir.
Yeşeya. 59:1-2 Bakın, RAB’bin eli kurtaramayacak kadar kısa, Kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız’dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O’nun yüzünü göremez, Sesinizi işittiremez oldunuz.
İşte burada bir kurtarıcıya, bir araç’a ihtiyaç vardır, Tanrı ile aramızda olan günah duvarını yıkacak, ve bizi tertemiz yıkayıp Tanrı’nın bize baktığında gördüğü günahımızı üzerimizden silip atacak bir kurtarıcıya, Peki bu Kurtarıcı nasıl olmalıdır, bunu peygamberler veya hangi peygamber gerçekleştirebilir? Bu konuda da gerçekten ümitlerin kırıldığı bir noktadır çünkü Davut doğuşundan beri günahlı olduğunu söylemektedir Ademden dolayı tüm insanların Orijinal günahın etkisi altında olduğunu bilerek, Tüm peygamberlerde böyledir, yani kurtarıcı önce kendini kurtarmak zorundadır, Buraya kadar gördük ki hiçbir insan ne kendini kurtarabilir nede bir başkasını,
Matta 15:14 Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer kör köre kılavuzluk ederse, her ikisi de çukura düşer.
Ve Tanrı bu yetersizliğimizi bildiği için bize Günahsız kurtarıcıyı söz’ü aracılığı ile göndermiştir, İsa Mesih’i ancak buda hala bizi kurtarmadı çünkü bizde iyiye meyilli bir şey yok ki biz tamamen kör olmuşuz durumdayız, Işık gelmiş ama biz ışığı göremiyoruz, çünkü her şeyin başlangıcı olan yürek hep kötülüğe meyilli doğal bir irademiz vardır böyle bir yürekle nasıl olurda iyi olanı seçebiliriz ki?.
İşte burada Yüce Tanrı’nın lütfu meydana çıkıyor,
Hezekiel.36:24-27 “`Sizi uluslar arasından alacak, bütün ülkelerden toplayıp ülkenize geri getireceğim. Üzerinize temiz su dökeceğim, arınacaksınız. Sizi bütün kirliliklerinizden ve putlarınızdan arındıracağım. Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim. Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
Tanrı bize kurtulmamız için gerekli tek ve en önemli olan şeyi İman edebilecek bir yürek, iyi olanı seçebilmemiz için o yüreği vermiştir, Tanrı gösterdiği bu lütufla bize tam batarken İsa Mesih can simidini göndermiştir ve bizi kurtarmıştır bu sebepten kendi kendimi kurtaramayız, çünkü biz hasta olduğumuzun farkında bile değiliz ancak Tanrı’nın lütfu aracılığı ile kurtulabiliriz.
Bölüm 2- Kurtulmamız için neye ihtiyacımız var- Günah ve Yargı ( Yaratılış 3:7-24 )
2.1. Dr. Ryken iki tür suçtan bahsetti. (orijinal günah ve kişisel günah ) Bunlar hangi konularda benzerlik, hangi konularda ayrılık göstermektedirler?
Farklılıkları
Orijinal Günah :
Bu günah doğuştan sahip olunan günahtır.
Bu günah kişinin işlediği günah değildir.
Bütün insanlar Adem’den dolayı bu günaha sahiptirler.
Bu günah önce içsel başlar, içsel günah insanı zamanla dışsal günaha (Kişisel günaha yönlendirir bununla ilgili Kutsal Kitapta bolca bilgi vardır)
Kişisel Günah :
Bu günah kişinin işlediği günahtır (Hırsızlık, Zina, Yalancılık, v.s.)
Benzerlikleri
Her ikisininde cezası ölümdür, Her ikiside insanı Tanrı karşısında duramaz hale getirir, Her ikiside birbirlerine bağlıdır Ağaç ve Meyve örneği gibi (Ağaç ekilir zamanla ağaç büyüyerek meyve vermeye başlar) Tanrı karşısında küçük günah büyük günah diye bir kavram olmadığı için ikisinde yargılanma vardır (iman etmeyenler için)
Not : Orijinal Günah Bir Kişi aracılığı ile dünyaya girmiştir, bundan dolayı herkes günahlıdır ve Tanrı önünde günahlı bir insan duramaz, ancak yine kurtuluş bir kişi aracılığı ile sunulmuştur
2.2. Tanrının Ademin yaptığından ötürü bizi etik açıdan sorumlu tutmaktadır. Tanrının böyle yapması adaletsizlik anlamınamı gelmektedir? Değilse neden?
Kesinlikle Değildir, Çünkü Tanrı’nın Adem’e (İnsanlığa) Aden bahçesini verme gibi bir borcu yoktu, bu Tanrı’nın bir lütfu idi ayrıca burada bir adaletsiz ve haksız biri aranıyorsa o Adem’in kendisidir çünkü Tanrı Adem’i yiyip, içip çoğalmaları için Adem’e teslim etmişti yani Adem tüm insanlığı Tanrı önünde o teslim ediyordu ancak o günaha düşünce tüm temsil ettiği insanlığıda Tanrı önünde günaha düşürdü Tanrı adaletsiz değil aksine adil ve dürüst davranmıştır, ayrıca bir diğer konuda eğer bir insan Adem’den dolayı orijinal günaha düşmeyi adaletsizlik olarak görüyorsa o zaman kendisine şu soruyu da sormalı ve düşünmelidir “Örnek bir insan orijinal günahtan sorumlu değil, peki o insan hayatı boyunca zina, hırsızlık, yalan, bir başkasını kendisi gibi sevmeme “DÜŞMANINI BİLE” v.s. hatta hatta bunların sadece akıldan geçirilmesinin bile günah olduğunu belirten Rabbimizin (Matta 5:28) ve bu günahın sadece birinden bile ölümü hak eden insanın bir insan aracılığı günahlardan kurtulma beklemesi haksızlık olmazmı?” diye düşünmesi lazım nasıl bir insan aracılığı ile günahlı olmayı kabul etmeyeceksek adaletsizlik olarak diyeceksek o zaman bir insan tarafından kurtulmayı beklemeyede hakkımız yoktur o zaman.
2.3. Günahın dört sonucu vardır. Bunun ilki suçluluktur. Yanlış yaptığınız bir durumu hatırlayın. Yaptığınız neden size suçluluk duygusu verdi?
İşlediğim günahtan dolayı ve bu günahımı kimse görmesede kimse duymasada ve insansal olarak asla ve asla meydana çıkmayacakda olsa vicdanen rahatsızlık duyuyorum belki bu günah uzun yıllar önce olmuş bir günahtır ancak bu günahı o kadar uzun yıllar geçmesine rağmen “pişman olduğunuz bir günahı hatırlayın” denildiğinde hemen hatırlayabiliyorsam bunu yüreğimde büyük bir pişmanlık olmasından hatırlayabilmekteyim, evet dediğim gibi belki kimse bilmeyecekti ancak bunu Tanrı’nın bildiğini ve Tanrı’nın bunu yapmayın çünkü o günahtır ve bundan dolayı karşımda duramayacaksınız istemeyerekde olsa ayrı kalacağız sizinle demesi beni vicdanen çok rahatsız etmektedir.
Ayrıca Calvinizm dersindeki bir soruda devamlı aklımda durmaktadır, Ben Tanrı tarafından seçilmiş olduğuma inanıyorum ve bir soruda “Bir insan seçilmiş olduğunu bir günah işlediğinde eğer yüreğinde bir suçluluk hissediyorsa o kendisinin seçilmiş olduğunu bilebilir” demekteydi yani yüreğinde Tanrı’ya inan bir insan yaptığı tüm yanlışlıklardan dolayı Tanrı huzurunda suçluluk ve pişmanlık duyar.
Not : Bu Calvinizm ile örnekte kullandığım benzetmede akla şu gelebilir bir sürü seçilmemiş insanda suçluluk duyabilir o zaman onlardamı seçilmiştir, belki Hitler ve birçok diktatör hatta Yahuda iskariot bile suçluluk duymuştur odamı seçilmişti diye karşı çıkılabilir, ancak benim verdiğim örnekteki seçilmişliğin çok küçük bir işareti idi yani Seçilmişlik = Günahtan pişmanlık duyan herkes anlamında değildir küçük bir örnektir yani yürekten duyulan pişmanlık bu günahtan dolayı Tanrıdan uzaklaşma olduğunu bildiği için olmaktadır.
Bölüm 3- Neden kendi kendimizi kurtaramıyoruz- Yeteneksizliğimiz ( Yeşaya 59:1-21)
3.1.Daha önce ki derste gördüğümüz günahın dört sonucunu Yeşaya nasıl tasdik etmektedir. ( Yeşaya 59:1-21 )
Rom 7:19-21 İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum. İstemediğim şeyi yapıyorsam, bunu yapan artık ben değil, içimde yaşayan günahtır. Bundan şu kuralı çıkarıyorum: ben iyi olanı yapmak isterken, içimde hep kötülük vardır.
Elçi Pavlus Tanrı’nın isteklerini yapmak istemesine rağmen içinde bulunan günahın etkisinden dolayı içinin kötü olduğunu söylemektedir, Yani elçi Pavlus bile kendi kendini düzeltebilecek Tanrı’nın buyruğuna uygun bir insan yapamadığını (İsa Mesih’e iman etmediği ve İsa aracılığı ile günahın etkisinden özgür kalmadığı sürece) söylemektedir,
Günahın bir etkiside suçluluk duygusunu elçi Pavlus yaşamakta ve bilmektedir. Ve sorumuz Yeşeya peygamberin sözüne gelince Yeşeya peygamber aslında Tanrı’nın insanları çok sevdiğini ancak günah artık bizleri ayırdığını söylüyor önce Adem ve Havva günahları yüzünden gidip Tanrıdan saklanmaya çalıştılar çünkü Utandılar, daha önce dost gibi gezdikleri daha önce dost gibi gezdikleri Tanrıdan utanıp saklandılar onu görmek bile istemediler yani Tanrıdan ayrıldılar, Sonra Tanrı onlara nerede olduklarını sorduğunda Adem çıplak ve korkmuş olduğu söylüyor çünkü günah işlemişlerdi ve Tanrı’nındı günahtan nefret ettiğini biliyor ve onlara kızacağını biliyorlardı dolayısı ile korktular, ancak işledikleri bu günah yüzünden daha sıkıntıları bitmemişti günah o kadar kötüydü ki sadece insanı Tanrı’dan değil insanı insandan hatta en yakınından bile ayırtabilmektedirler dolayısı ile Havva ve Adem suçu birbirine atarak Tanrı’nın gazabından kurtulmak için birbiri ilede yabancılaşma ve uzaklaşmayı doğurmuştu, şimdi bu açıklamadan sonra Yeşeya peygamber bu ayeti ile Tanrı’nın her an bizimle birlikte olduğunu aslında bizi çok sevdiğini ve bizi korumaya hazır olduğunu ancak günah yüzünden aramıza bir duvar örüldüğünü ve Tanrı sesimizi işitip bize baktığında bizi değil günahımızı görüyor burada Yeşeya peygamberin söylemek istediği Işığın var olduğu (Tanrı’nın) ve bizi aydınlatmak istediği ancak Işık bu örülen günah duvarından dolayı bize ulaşamadığını söylüyor ve Işıktan ayrı kalıp karanlıkta kaldığımızı anlatmaktadır.
3.2. Bir dinin gerçekten insana yararı olması için o dinin insana , insanlıktaki yanlışın ne olduğunu bildirmesi ve bu yanlıştan nasıl çıkılması gerektiğini ifade etmesi gerekir. Hristiyanlık bu anlamda neden tek yol olmaktadır?
Bir insanla müjdeyi paylaşırken genellikle ben (ve hepimizin öyle olduğunu düşünüyorum) ona İsa Mesih’in kim olduğunu anlatmazdan önce Hristiyanlık ta nasıl oruç tutulur nasıl ibadet edilir nasıl ve ne şekilde dua ediliri anlatmadan önce o insana günahlı olduğunu anlatırım bu insan belki hayır ben hiç dolandırıcılık yapmadım, hırsızlık yapmadım, zina yapmadım diye bilir bende ona öncelikle bunları yapmasan ancak düşünmen bile günaha sahip olman gerektiğini hatta küçük bir yalanın bile buna yeterli olacağını (sanırım dünyada yalan söylemeyen insan yoktur) söylerim o yinede hayır derse ona bu seferde Ademden dolayı gelen orijinal günahı anlatırım.
Sonuç olarak söylemek istediğim şey insana öncelikle günahını / günahlı olduğunu anlatırım, eğer o insan günahlı olduğunu kabul etmezse neden bir kurtarıcıya ihtiyaç duysun ki “Kendisini sağlam hisseden bir insana sen şu ilaçları kullan demek çok saçma olduğu gibi” önce o insanın hasta olduğunu anlatmak gerekir, Kutsal Kitap’a baktığımızda ise karşımıza 4 başlık çıkıyor bunlar
1- İnsan Tanrı benzeyişinde yaratıldı,
2- İnsan günahından dolayı Tanrıdan Uzaklaştı
3- Her günah yargılanacaktır, (Yargı ölümdür)
4- İsa Mesih hepimizin günahını üstlendi ve tanrı ile aramızdaki kopukluğu birleştirdi,
İşte Hristiyanlık bunu anlatıyor yani insanın kim olduğunu anlatıyor, insanın günahını suçunu ve bundan kurtuluşun TEK yolunu anlatıyor.
Bölüm 4- Mesih İsa da seçilme – Seçilmişlik. ( Efesliler 1:3-14 )
1. Kutsal üçlük doktrinini tanımlayın. Kurtuluş nasıl olur da Kutsal üçlüğün üç Kişiliğini de içerir?
Bu doktrin açıklanması kolay anlaşılması çok zor bir doktrindir, ancak her Mesih imanlısının kabul edip iman ettikleri gibi, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh her biri kendi özünde Tanrı ancak Hepside Tek Tanrıdır,
Kurtuluş’un Kutsal üçlüğün üç kişiliğini içermesi Baba tasarlar, planlar, Oğul planı hayata geçirdi ve uyguladı, Kutsal Ruh ise yüreklere açıklandı
Kurtuluşumuz Tek Tanrı’nın 3 ayrı kimlikle yaptığı planla gerçekleşmektedir, plan ise bizi Mesih’te seçip günahtan dolayı hak ettiğimiz ölümü Mesih’e yükleyip, Mesih’te kanı ile bizi Tanrı ile barıştırmıştır, Kutsal Ruhta Baba tarafından planlanan ve Mesih tarafından uygulanılan bu planı Kutsal Ruh tarafından yüreklerimize açıklanmaktadır ve bu şekilde Kurtuluş getiren müjdeyi anlamamızı sağlar, ayrıca Kutsal Ruh bize yardımcı ve Tanrı’nın sunduğu mirasın, kurtuluşun mühürü ve güvencesidir.
Efesliler 1:13-14 Gerçeğin ilanını, kurtuluşunuzun müjdesini duyup O’na iman ettiğinizde, siz de vaat edilen Kutsal Ruh’la O’nda mühürlendiniz. Ruh, Tanrı’nın yüceliğinin övülmesi için Tanrı’ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir.
2. Seçilmişlik doktrini nedir? Kendinizin,seçilmişler arasında olduğundan nasıl emin olabilirsiniz? Seçilmişlik neden bir kişinin samimi anlamda Hristiyan olmasından sonra net bir biçimde anlaşılabilir?
Seçilmişlik Tanrı kendi isteği ve özgür iradesi ile tüm yarattığı insanların içinden bazılarını önceden seçmesidir. Seçilmişlik esas anlamı Mesih’le birlikte olmak Mesih’le birleştirilmektir ve buda Tanrı’nın lütfüdür, Seçilmiş olduğumuzu dünyasal gözle veya fiziksel olarak vücudumuzda bir şeylerin değişmesi ile anlayamayız,
Bunu anlayabilmek için bir insanın Mesih’te yürümesi gereklidir zaten o seçilmiş ise bunu kendi hayatında çok iyi anlayacaktır, Bazen insanlar Kiliseye gelirler, hatta vaftiz bile olurlar ancak eğer seçilmemişlerse onlar bir zaman sonra Kiliseden’de Mesih’i izlemekten de ayrılırlar, ancak seçilmiş insan Mesih’e gelirse Mesih o kişinin hayatını günden güne değiştirir, bunu demekle Seçilmiş bir insan asla günah işlemez veya “İmandan düşme” diye tabir ettiğimiz ruhsal problemlerden dolayı kötü bir hayat asla sürmez demiyoruz, öyle bir çok insan vardır, ancak o insanlar sonuçta güçlü elleri ile tutan Mesih’in koruması yüzünden tekrar ait olduğu yere dönerler çünkü bize bu güvenceyi veren Mesih’tir,
Yuhanna 10:27-29 Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez.
Bölüm 6- Tam ödeme- Kurtuluş ( Rut 4:1-22 )
1. Kurtuluşun üç bölümü nedir? İsrailin Mısırdan çıkış olayında, bu üç bölüm nasıl şekillenmektedir?
a- Kaybedilen Kurtarılmalı (Yani biz günahlı insanlar)
b- Kaybedilen için bir bedel ödenmeli (Tanrı’nın huzurunda durabilmek için günahtan kurtulmak için ödenmesi gereken fidye (İsa Mesih’in çarmıhta yaptığı))
c- Kaybedileni kurtaracak olan kişinin çalışması ve kurtarma yeteneğinin olması (Bu özellikleri tek taşıyabilen İsa idi)
Tanrı seçtiği halkı Mısır’dan çıkarırken de aynı olayları bize göstermektedir, Tanrı İsrail’i kendisine halk olarak seçmiştir ancak seçtiği halk Mısır’da zor durumdadır ve halkını Mısırdan çıkarabilmek için sadece Tanrı’nın gücüne sahip biri o mucizevi kurtuluşu sağlayabilirdi, Kutsal Kitap’a baktığımızda her şeyin bir bedeli, kefareti olduğunu görüyoruz günah Tanrı huzurunda çok ağır bir kavram olduğu için bu kefareti sunabilecek nesnenin de çok güçlü ve gerçek bir özveride bulunması gerekli idi, Tıpkı bizleri “Seçen” ancak günahlı iken kendisine yaklaşamayacağımız Tanrımız bu birleşme için günahlarımızı ortadan kaldırmalı idi bunun içinde buna gücü yetecek ve bunu seve seve yapabilecek İsa Mesih aracılığı ile bizleri kurtarmıştır.
2. Boaz’ın Rut’a sağladığı kefaretle kurtarma olayı ile Tanrının Mesih İsada sağladığı kefaretle kurtarış olayını karşılaştırın…
Bu olayı başından bakarsak Rut öncelikle İsrailli yani kendi halkından değildi bunun için Rut’un kurtulması gerekli idi ve Rut’u kurtarabilecek kişi hem zengin, (İsa Mesih gibi her şeyin sahibi Matta 21 deki bağcı örneğinde olduğu gibi tüm evrenin sahibi olacak kadar zengin), hem akrabası olmalı idi (İbr 2:11 Çünkü kutsal kılanla kutsal kılınanların hepsi aynı Baba’dandır. Bu nedenle İsa onlara “kardeş” demekten utanmıyor. Bu ayete göre İsa Mesih bizim akrabamız gibiydi Rut Boza ilişkisindeki gibi) Ve bu kefareti yani satın almayı gerçekleştirmek için istekli olması gerekliydi (İsa Mesih’te çarmıha başına ne geleceğini bile bile büyük bir istekle fidyeyi sunmak için gitmiştir) Ve yasaya bağlı olması gerekli idi (bu konuda İsa Mesih’in yasaya ne kadar bağlı olduğunu hepimiz biliyorduk Çünkü İnsan görünümde Tanrı olduğu için zaten yasanın sahibi savunucusu ve koruyucusu kendisi olduğu için Yasaya bağlı idi yinede buna örnek vermek gerekirse Çölde denenmesinde şeytanın teklif ettiği 3 şeye de, İsa Mesih yine Kutsal Kitap ayetlerindeki sözlerle yasalarla cevap vermiştir dolayısı ile yasaya bağlı idi)
Tüm bunlara baktığımızda Rut’un kurtulması için Boaz’ın yaptığı tüm olaylar gelecekte İsa Mesih’in kurtarışının çok çok minyatür bir temsili idi
Bölüm 7- Tanrı bana merhamet göstermektedir. Gazabın yatıştırılması (Luka 18:9-14)
1. Ferisi,duasında kendi kalitesini öne çıkarma gayreti içindedir. Vergi mültezimi ise,kendisi için merhamet dilenmektedir. Vergi mülteziminin duasındaki üç bölüm nedir? Duasını Tanrı ile başlayıp kendisi ile bitirmesinin önemi nedir?
Öncelikle Vergi Memuru kim olduğunu Tanrı’nın kim olduğunu ve Tanrı’nın karakterini iyi biliyordu, Öyleki Vergi memuru Tanrı’nın günahtan nefret ettiğini ve kendisininde fazlasıyla günaha sahip olduğunun farkındaydı, İkincisi Tanrı huzurunda günahını tam bir alçak gönüllükle itiraf etmekteydi, Adem’in yaptığı gibi bahaneler aramadı “Evet Tanrım ben bunu yaptım diye günahını olduğu gibi itiraf etmekteydi, günahın etkilerinden biri olan acı çekme hissinide üzerinde taşıyordu ve böylece Kutsal olan Tanrıya yaklaşamayacağını bilip Tanrıdan ayrılıktan dolayıda acı çekiyordu vicdanı sızlıyordu, ve tüm bu olumsuzlukları çözebilecek olan’ın Tanrı’nın olduğunu biliyordu ve Tanrı’dan merhamet dileniyordu.
Bölüm 9- Olumlu kanıt- Diriliş ( Elçilerin işleri 13:32-48 )
1. Dirilişin anlamını açıklayın.
Kutsal Kitap’a baktığımızda Rabbimizin birçok ölmüş insana yeniden hayat verdiğini diriltiğini söylemektedir, ancak bizim Dirilişdeki anlattığımız konu Rab İsa Mesih’in dirilişidir Bu diriliş “Yenilenmiş ve bir daha ölmemek üzere diriliştir” Yenilenmiş diriliş dediğimiz Rab İsa Mesih’in bedeninin yenilenmiş olarak yani fiziki olarak yenilenmiş olarak dirilmesidir ve bu beden bozulmaz sonsuza kadar devam edecek diriliştir.” Ve bu bedeni insanlar tarafından da görülmüştür. Aynı zamanda bu diriliş Ruhsal’dır da Tanrı Oğlunun bedenini ölüler diyarına terk etmeyeceğininde ruhsal bir görüntüsüdür, ve bu diriliş kurtarıcının Tanrı olduğunuda ispatlamaktadır
2. Bedenle birlikte fiziksel dirilişin önemini açıklayın?
Bedenle dirilişin birçok önemi vardır örnek, eğer bedenle diriliş olmasa idi insanların İsa Mesih’in tekrar dirildiği ve onun gerçek bir kurtarıcı olduğu hakkında kuşkuları olabilirdi, İsa kaç öğretisinde insanlara yeniden dirileceğini bildirmiştir eğer bedenle diriliş olmadan İsa sadece ruhsal bir dirilişle insanlar görmeden Baba Tanrı’nın sağına çıksa idi insanlar İsa’ya iman etme konusunda çok büyük sorunlar yaşayacaklardı, Ayrıca diriliş Tanrı’nın insanlara karşı olan sevgisinin, Tanrı’nın insanlara verdiği değerin bir göstergesidir Tanrı kendi oğlunu hem insan bedeninde dünyaya göndermesi ve dirilişinide yine insan bedeninde yapması bunun bir ispatıdır. Tarihsel olarak yaşama dönemine göre Eyüp Peygamber yaratılıştan sonraki döneme denk bir dönemde yaşadığını biliyoruz onun bile taa o dönemlerde Tanrı’nın bu insan bedeninde bizleride İsa Mesih gibi tekrar dirilteceğini bilmesi ona teşvik olmaktadır (Eyüp 19: 25-26 Oysa ben kurtarıcımın yaşadığını, Sonunda yeryüzüne geleceğini biliyorum. Derim yok olduktan sonra, Yeni bedenimle Tanrı’yı göreceğim.)
3. Bu diriliş eski antlaşma peygamberliklerinin yerine gelmesi anlamınamıdır? Öyleyse açıklayın.
Evet, Peygamberliklerin yerine gelmesi anlamındadır, Tanrı Davut’a verdiği vaadi İsa Mesih aracılığıyla yerine getirmiştir, buna göre bu diriliş bize bir kez daha Tanrının kutsallığını, merhametini sözüne sadıklığını yani Tanrının yüzünü bize anlatmakta aynı zamanda bu diriliş kurtarıcınında Tanrı olduğunu ispatlamaktadır
Bölüm 10- Yeniden doğuş- Yenilenme ( Yuhanna 3:1-16)
1. Mesih’in Hristiyana sunduğu kurtuluş ne şekildedir?
Kurtuluş yeniden doğmakla başlamaktadır ve Kurtuluşa sahip olan bir insan İsa Mesih’e sahip olunan şeyede sahip olur yani bu Yeniden DOĞUŞ’tur bunu anlamak ve buna inanıp Amin demek fiziksel olan insanlar için gerçekten çok zordur ancak biz bunu Kutsal Ruh’un aracılığı ile anlayıp evet diyebiliriz.
1Pe 1:3-4 Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babasına övgüler olsun. Çünkü O, kendi büyük merhametiyle yeniden doğmamızı sağladı.
2. Yeniden doğmak ne demektir? Yeniden doğuşun bizim için önemi nedir?
Yeniden doğmak Nikodim’in anladığı gibi bir daha annemizden doğmak değildir, bu Mesih’in uğrumuza ölmesiyle gerçekleşen doğumdur, bizler hem orijinal hemde kişisel günahımızdan dolayı Tanrı huzurunda ölmüştük, ve Mesihi ölümden dirilten Ruh bizide ölümden (Tanrı’nın huzuruna çıkabilme şansının / Tanrı’nın o kutsal yüzüyle bize bakabilme şansını) diriltmiştir.
İsa Mesih Nikodimin sorusuna cevap verirken 3 şeyi anlatmıştı, Gerekliliğini, Olabilirliğini, Önemini
Gerekliliğini “Kimse yeniden doğmadıkça Tanrı’nın egemenliğine giremez” dedi. İsa bunu Nikodim’e söylerken Tanrı’nın net emri, kanunu olduğunu belirterek söyledi ve Tanrı’nın emri de kesinlikle yerine getirilmesi gerekli bir emirdir.
Nikodim bunu yine anlamamıştı ve ikinci bir soru sormuştu “Yeniden doğuş Mümkünmüdür?” Nikodim hala fiziksel düşünüyordu ancak İsa’nın söylediği insansal değil Tanrı’sal bir doğuştu, Tanrısal krallığa Tanrısal doğuşla girilebilirdi İsa da bunu diyordu “Ruhtan doğmadıkça” diyerek ayrıca
Yuhanna 1:12-13 Ancak, kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi. Onlar ne kandan, ne bedenin isteğinden, ne de insanın isteğinden doğdular; tersine, Tanrı’dan doğdular.
Az önce söylediğimiz Tanrı’dan doğma olayını bu ayet mümkün olduğunu yani olabilirliğini anlatmaktadır
“Önemi” Yeniden doğuşla ilgili ayetimizdeki Nikodim yasalara bağlı ve Tanrı’nın seçtiği bir halkın ileri gelen ve bilgili bir üyesiydi ancak İsa sözleri ile Nikodime insanın bu yasalara bağlı olması ile değil Sudan ve Ruh’tan doğmadıkça Tanrı’nın egemenliğine giremez” demiştir
Buradaki Su kelimesi bazı yorumcular tarafından doğal bir doğum, bazıları tarafından ise vaftiz olarak yorumlanmıştır, ancak Rabbin bu sözleri “Su ve Ruh” derken Ruhsal temizliği anlatmaktadır, yeniden doğmak önemlidir çünkü bu temizlik için ihtiyacımız olan Tanrı’nın ruhunda içsel temizliktir, işte Tanrı bizi Kutsal Ruhla böyle paklamaktadır, buda yeniden doğuş için önemlidir.
Bu su ile yıkanma ve yeniden doğuş ile ilgili Kutsal Kitapta birçok kaynak ayet bulabiliriz bunlardan bir tanesi
Hezekiel.36:25-26 Üzerinize temiz su dökeceğim, arınacaksınız. Sizi bütün kirliliklerinizden ve putlarınızdan arındıracağım. Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim.
Bölüm 11- Kör adam, dilenci, hırsız—İman ve Tövbe ( Luka 18:35, 19:10 )
1. Kurtaran imanın üç elemanı nedir? Açıklayınız. Kör adamın imanının etkinliği nasıldır?
Bilgi, İman ve Güvendir,
Hayatında hiç resmini, ismini, icraatlarını duymamış bir insan tesadüfen evinin kapısını çalıp içeriye girmek isteyen Cumhurbaşkanını görse o insan için bu olay o kadarda büyük bir olay değildir o olay sadece kültürümüzde olan ismi ilse sıradan bir insan ve sadece bir Tanrı misafiridir, İşte İsa Mesih’te de olay aynı bir insan İsa Mesih’in kim olduğunu bilmeden, onun neden dünyaya geldiğini, neden gelmesi gerektiğini, ve bu olayları sadece Mesih kendisi geldikten sonra “Ben Mesihim” diye bağırması veya ilan etmesiyle değil yüzyıllar, bin yıllar öncesinden bunun müjdesi başka insanlar / peygamberler tarafından verildiğini bilmezse insanlar neden Mesih’e inansın ki? Veya nasıl Mesih’e inansın ki, Hristiyanlık bu bilgiyle başlamaktadır ben bildiğim şeye inanırım, ben biliyorum ki İsa Mesih Tanrı özüne sahiptir, Biliyorum ki İsa Mesih Kör adamın dediği ve bildiği gibi Tanrı’nın Davut’la yaptığı antlaşmanın gerçekleşmesi idi, biliyorum ki İsa Mesih beni günahlardan kurtardı, işte bu sözlerde yazdığım, biliyorum kelimesi çok önemlidir eğer ben bunları bilemezsen İsa Mesih’e iman etmem / edemem işte bu iman için Bilgi gereklidir,
İman için gerekli olan bilgiyi anlatırken İsa Mesih’in gücünü, kudretini, dünyaya geliş amacını özet ve genel bir şekilde anlattık bunları bilmek çok güzeldir ancak bu bilgi insanı kurtarmıyor, Bu bilgiye yürekten inanmak evet sen O’sun, evet Sen Yaparsın deyip tüm bunlara iman etmektir.
Ve Kurtaran imanın üçüncü elemanı ise Güven, Güven karşılıksız ve kendi isteğimizle oluşur kimsenin baskısı veya yönlendirmesi olmadan bir yerde de imanımızın sonucudur, gerçekten tam bir yürekle iman edersek o zaman hayatımızı tamamen İsa’ya verebiliriz ve bizi kurtarabileceğini bilebiliriz ona bu konuda güveniriz. Ve bu 3 elemanı gerçekleştirende buna sahip olunacaktır.
Yukarıda açıkladığımız gibi Kör adamda kurtaran üç elemanını biliyordu ve kullandı, Öncelikle en önemli olan ihtiyacının farkındaydı ve onu istedi Rab, Gözlerim görsün dedi, çünkü o en önemli ihtiyacı idi daha sonra bunu kimden isteyeceğini biliyordu Luka 18:38 O da, “Ey Davut Oğlu İsa, halime acı!” diye bağırdı. Kör adam demekki bilgi sahibi idi Eski Yazıları Kutsal Kitabı okumuştu ve biliyordu ve Tanrın’nın Davut’un soyundan çıkacak olan kurtarıcının geleceğini ve bununda geldiğini iyi biliyordu, ve İsa’yı doğru bir şekilde tanıyordu yani bir peygamber bir sihirbaz mucuziler yapabilen biri olarak değil RAB olarak tanıyordu Luka 18:40-41 İsa durdu, adamın kendisine getirilmesini buyurdu. Adam yaklaşınca İsa ona, “Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. O da, “Rab, gözlerim görsün” dedi.
2. Yaşama tövbedeki üç elemanı tanımlayınız.
Tövbenin de Kurtaran İmanda olduğu gibi 3 noktası vardır bunlar İtiraf, üzüntü ve değişmektir
Ancak bunlar az önce anlattığımız Kurtaran İman’ın üç elemanı olan Bilgi, İman ve Güven’le birlikte insanda 3 şeye dokunmaktadır, Akla, Kalbe ve İsteğe yani bunlar olduktan sonra ancak tamamlanabilir,
İtiraf, Akla dokunur = Tövbe bir günahın Tanrı önünde açık yüreklilikle ve olduğu gibi bunun yanlış, Tanrı’nın istemediği bir şey olduğunun itiraf edilmesi ile gerçekleşen bir olaydır, Ancak burada dikkat etmemiz geren bir şey var Bir bilgi var yani günahın kötü bir şey olduğu ve bundan kurtulmanın gerektiği bilinmesidir işte bu itiraf akılla ilgili olan bir şeydir
Üzüntü Kalbe dokunur = Buradaki üzüntü bir kişinin eşyasını çaldığımızda o kişinin ihtiyacı olduğunda o eşyayı kullanamayacağı üzüntü olduğu gibi en önemlisi ve gerçeği burada günahın bizi Tanrı’nın kutsallığına karşı işlenmiş bir günah olduğunu ve bu sebepten de o kutsallıktan artık mahrum olduğumuz için bir üzüntü duymak gereklidir buda kalpten gelen bir olaydır.
Değişmek İstekle ilgilidir = Yukarıda 2 olayda da günahın ne kadar kötü olduğunun bilinmesi gerektiğini, bunu bilerek yürekten Tanrı’nın kutsallığına karşı geldiğimiz için üzüntü duymak gerektiğini anlatmıştık şimdi ise Değişmek, evet günah kötüdür ve bundan dolayı üzüntü duymak gereklidir ancak bir insan bunu bile bile üzüntü duymuyorsa o insanın tövbesinin tam olduğu konusunda şüphe duyulabilir çünkü Tövbe eden kişi artık hayatındaki bazı kötü olaylardan dönmelidir Kutsal Kitap’ta tövbe için kullanılan bütün kelimelerde “Dönme” anlamıda bulunmaktadır. Yani değişmek insanın yoğun bir şekilde istemesiyle ilintilidir.
Bölüm 12- Mesih’te diri olmak – Mesihte birliktelik ( Efesliler 2:1-10)
1. Mesih’le bir olmanın ne anlama geldiğini açıklayınız.
Mesih’le birlikte olma doktrini çok önemli ve temel bir doktrin’dir çünkü bu doktrin Tanrı’nın bize sunduğu ne varsa (Tanrı ile birlikte olabilmemiz, Tanrı’nın huzuruna çıkabilmemiz, günahlarımızın bağışlanması, Ölümden dirilmemiz v.s.) bunların hepsini bu doktrin aracılığı ile gerçekleşmektedir, eğer bu birliktelik olmazsa bizler hasta değil ÖLMÜŞ oluruz yani Mesih yoksa bizde yokuz, Mesih varsa bizde varız. Bunu açıklarsak
İsa gelmeden önce biz neydik, kimdik
1. Tanrı’nın genel lütfünü almış sıradan insanlar gibi sadece bedenin tutkularına göre yaşayan Tanrı’nın değil dünyanın yollarını izleyen insanlardık,
2. Tanrı ile bir ilişkimiz olmadığı için şeytan tarafından hükmediliyorduk
3. Tanrısız olduğumuz için tüm aklımızla tüm kalbimizle tamamen dünyaya ve dünyanın efendisine ait oluyoruz bunlarda orijinal günahın bir sonucu olarak bizi tamamen Tanrısız ve günahlı ölmüş yapıyor.
İsa gelmezden, onunla birleşmezden önce görüyoruz ki tamamen günahlı hatta bu günahından haberi bile olmayan ve Tanrı’nın öfkesine maruz kalan merhametli yüzünü günahtan nefret ettiği için bize bakamayan varlıklar oluyoruz,
Ancak İsa Mesih geldikten sonra bizim suçumuzu bizim günahımızı üstlendikten sonra Tanrı bize bakabilmektedir İsa Mesih olmazsa bizler bedensel yaşayan ancak ruhsal ölü olan varlıklarız.
Efesliler 2:4-5 Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfüyla kurtuldunuz.
“Onun lütfüyla kurtuldunuz” burada insanın ve Tanrı’nın ortak hareketi ile değil Efes 2:8-9’da açıkça belirttiği için Tanrı’nın lütfu ile kurtulduk bu lütuf anlaşıldığı gibi Tanrı merkezli bir lütuftur
Tanrı’da bu lütfünü şöyle sunmuştur Bizim kurtuluşumuz için Mesih çarmıhta ölmüştür, bununla az önce konunun girişinde Mesih’ten ayrı olduğumuzda gördüğümüz tüm ayılıkları, zorlukları ve günahları bitirmek için olmuştur bu sayede biz iman aracılığı ile tüm Hristiyanlar Mesih’le birleşmişleridir.
1Yuhanna 4:13 Tanrı’da yaşadığımızı ve O’nun bizde yaşadığını, bize kendi Ruhundan vermiş olmasıyla anlıyoruz.
Evet artık biz onda oda bizde yaşamaktadır, bu birliktelik Mesih’in çektiklerine de ortak olmak demektir artık Mesih ne olduysa bizde o olacaktır ayrıca Mesih bunun aynı zamanda canlı olduğunu da söylemektedir,
Yuhanna 15:5 Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız.
Mesih burada açıkça söylemektedir birlikteliği ve Kutsal Kitap bunu bir karı koca birlikteliği gibi göstermektedir Efesliler 5:22-23’te ve Matta 25 ‘deki on kız benzetmesinde olduğu gibi,
Biz bu canlı bağlantı sayesinde kurtuluşun tüm bereketlerini almaktayız, On kız benzetmesindeki güvey bize bunu böyle açıklayabilir birisi evlendiğimizde, onun olan her şey benim, benim olan her şeyde onun olması gibi biz imanla Mesih’e katıldığımızda aynı şey olmaktadır.
O’nun çağrısından doğan ümidi, kutsallara verdiği mirasın yüce zenginliğini ve iman eden bizler için etkin olan kudretinin aşkın büyüklüğünü anlamanız için, yüreklerinizin gözleri aydınlansın diye dua ediyorum. Bu kudret, Tanrı’nın, Mesih’i ölümden diriltirken ve göksel yerlerde kendi sağında oturturken O’nda sergilediği üstün güçle aynı etkinliktedir. Efesliler 1:18-20
Elçi Pavlus’un bu sözlerinde Tanrı’nın bizi Mesih’le dirilttiğini, Mesih’le kaldırdığını ve Mesih’le oturduğunu görüyoruz
Burada anlıyoruz ki Mesih’le birleşme doktrini aklanma ile ilgilidir Mesih’le birleşme olmayınca hiçbir şeye sahip olamıyoruz.
Bu konu ile ilgili ayetler
Efesliler 1:3 Bizi Mesih’te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih’in Babası Tanrı’ya övgüler olsun.
Efesliler 1:7-8 Tüm bilgelik ve anlayışla üzerimize yağdırdığı kendi lütfunun zenginliği sayesinde, Mesih’in kanının aracılığıyla Mesih’te kurtuluşa, suçlarımızın bağışına sahibiz.
2Korintliler 5:19 şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih’te kendisiyle barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanet etti.
Efesliler 2:10 Çünkü biz, Tanrı’nın önceden hazırladığı iyi işleri yapmak üzere Mesih İsa’da yaratılmış olarak Tanrı’nın eseriyiz.
Bölüm 13- Doğru sayılma- Aklanma ( Romalılar 3:19-28)
1. Dr. Ryken aklanma için doğru sayılmanın gerekliliğinden bahsetti. Bu doğru olduğuna göre aklanmamızın kaynağı nedir?
Aklanma, yani üzerimizde bulunan suçtan ve suçun cezasından tamamen kurtulma. Bu sorunun cevabını verirken neden aklanmamız gerektiğini de açıklamak gereklidir, Romalılar 3:12 Tanrıesinlemesi ile yazılan Kutsal Kitap bizim neden aklanmaya ihtiyacımız olduğunu çok net bir şekilde açıklamaktadır, Aklanmak için en iyi yöntem Tanrı önünde günahkar olduğumuzu kabul etmektir.
Bizler Adem den dolayı günah altında lanetlenmiştik. Ancak şimdi iman aracılığı ve Mesih’in doğruluğunda aklandık, 12 No’lu soruda Mesih’le birleşmenin ne demek olduğuna bakmıştık işte burada bizler Mesih bizim doğruluğumuz olduğunda, aklanırız, burada insan pasif durumdadır ve Tanrı kendi doğruluğunu bize transfer ederek bu aklanmayı gerçekleştirmektedir. Burada biz iman aracılığı ile Mesihle birleşiriz ve bu transferde Mesih aracılığı ile oluşur. Yani aklanmanın kaynağı Tanrı’dır
2. Kurtuluşumuz için gerekli üç unsuru yazın.
- Günah bedeli karşılığı kan sunusu ile satın alma
- Tanrının öfkesini üzerimizden alma ve Mesihin üzerine çevirme
- Ve Aklanma
Bölüm 14- Tanrının çocukları- Evlat edinme ( 2. Samuel 9:1-13)
1. Mefabaşet’in evlatlık olarak edindiği ayrıcalıkları sıralayın. Bizlerin de Tanrı çocukları olarak olan ayrıcalıklarımızı sıralayın.
Yonatan-Davut’un dostu | Mesih – Tanrı ile birlikte | |
Yonatan’ın çocuğu sakat | Mesih’in koyunları günahkar Tanrı önünde sakat | |
Davut Krallığına başladığında antlaşmasını unutmadı Mefiboşet’i kurtarmak için onu aradı | İsa Mesih dünyaya gelerek biz kaybolmuş koyunları aramaya geldi | |
Yonat’an Davut’un karşısında duramayacağını o halde duramayacağını biliyordu çünkü babası dahi ona kötü davranmış ve üstelik o sakat bir insandı | Bizlerde İsa Mesih’in huzurunda durmaya kurtulmaya hakkımız yok, Yani Mesih’in öyle bir borcu yok | |
Ancak Davut onun halkının dedesinin akrabalarının yaptığı kötülüklere bakmadan onu düştüğü sıkıntıdan fakirlikten kurtarıyor ayrıca ona sofrasından yemek vererek o dönemin adetlerine göre onu EVLAT ediniyordu | Bizlerde Rab yaptığımız kötülüklere bakmadan bizleri çekti çıkardı günah batağından ve hadi gidin demedi çıkardığı halde bizi, bir daha hiç ayrılmayacak şekilde bizlere evlatlık hakkını verdi bizlere soy ismini verdi | |
Davut’un düşmanı olan Saul’un torunu artık Davut’un evlatlığı oldu ve Davut Mefiboşeti tam bir koruma altına alarak tüm ihtiyaçlarının karşılanması için ona yardımcılar hizmetçiler sundu | Bir zamanlar Tanrı’nın ve Tanrı’nın halkının düşmanları olan bizler artık o ailenin tamamen bir parçasıyız ve onlarla aynı haklara sahibiz. Bizlerde Tam bir güvence ve koruma altına alındık bize de yardımcılar verildi dünyada yol gösterilmesi için (Kutsal Ruh) bizi tam bir prens ve prenses yapmıştır. |
2. Biz gerçekten Tanrı çocukları olduğumuzun bilincindeysek bu bizim Tanrı hizmetimizi nasıl etkiler?
Tanrı bizi bu kadar karşılıksız sevdiği hatta hatta Tanrı çocukları ismini bize vererek o Kutsal ismini kullanma hakkını bize verip bizi sonsuza kadar koruyacak olan Tanrı’ya daha gönülden teşekkür edercesine yaşamalıyız, çünkü üzerimize artık Tanrı’nın ismini aldık buna göre yaşamaya başlamalıyız, hayatımızın her anında bunu böyle gerçekleştirmeli ve bu bereketten dolayı minnetle, bizi yaratmasındaki amaç olan Kendisine “yücelik ve övgü sunma” işini hem kendimiz hemde bizi gören insanların yapmasını sağlamalıyız.
Matta 5:16 Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerde olan Babanızı yüceltsinler!
Bölüm 16- Günahtan tamamen kurtulmak- aklanma ( Romalılar 6:1-14 )
1. Aklanma ile kutsanma arasındaki bağı açıklayın.
Aklanma Tanrı’nın planı ve Mesih’in doğruluğunun bize transfer olmasıdır yani bizi kendimi aklamadık Tanrı bizim aklanmamızı sağladı, Kutsanma ise yine kendi yaptığımız, sakramentler, iyilikler bizi kutsallaştırmaz iman ettikten sonra iyi işler hayatımıza zaten girer Tıpkı Yakup 2 bölümdeki gibi iman olduktan sonra iyi eylemler hayata girer ancak bunlar bizi kutsallaştırmıyor bu eylemler imanımızı diri tutuyor. Kutsallaşmanın tek ve net açıklaması İsa ile günaha ölerek mümkün olabilir,
Yani artık günah karşısında ölü olarak, ölümlü iken ölümsüz olmuşuzdur İsa ile birlikte olduğumuzda İsa gibi ölüme karşı ölü sonsuz ve ebedi hayata diri oluyoruz, Kutsallaşmamız için Kutsal Ruh bizi Mesih gibi yapmaktadır, Mesih gibi denenmeler karşısında dayandığı gibi Tanrı’ya sadık kaldığı gibi, Tanrı’nın sözlerine bağlı kaldığı gibi bizide öyle yapmaya çalışmaktadır.
2. Kutsanmanın iki açısı nelerdir? Bu iki nokta günahla nasıl mücadele eder ve neden bizim günahla mücadelemiz kötü bir şey değildir?
Negatif ve pozitif yönleridir, Günah bizi Tanrı’dan ayırmaya çalışan ve hatta var olduğunda (iman etmemiş olanlar için) ayıran bir unsurdur, negatif yön bizi ruhsal olarak kendimizi dua ile Tanrı kelamı ile ruhsal savaşa hazırlar, Pozitif yön ise ellerimizle, ağzımızla yaptığımız işlerle yani tüm bedenimizi Tanrı’ya sunarak gerçekleştirilen yöndür, Kutsallaşmamız gerekliliği hakkında İbraniler kitabında açıkca yazılmıştır.
İbraniler 12:14 Herkesle barış içinde yaşamak ve kutsal olmak için gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab’bi göremeyecek.
Bölüm 17- Bir müddet acı çekmek- Dayanma ( 1. Petrus 1:1-9 )
1. Biz imanla Mesih’le birleştik. Onun acılarında da durumumuz aynıdır. Hristiyanlar neden acılara karşı dayanıklı olmak durumundadırlar?
Öncelikle bunun net cevabı “Tanrı’dan gelen yüceliği almak için” ve açıklarsakta, Kutsal Kitap’ta biz artık Tanrı’nın Mesih’e sunduklarının aynısına bizimde sahip olduğumuzu görmekteyiz Mesih aracılığı ile (Öldükten sonra yeni bir bedenle dirileceğimize, yargılanmayacağımıza, günahsız olup Tanrı huzuruna çıkabileceğimize , ebediyen Tanrı ile birlikte olacağımıza gibi daha bir çok birliktelikler) ve bu birliktelikte hak etmediğimiz halde çok güzel vaadler, ve olmuş olanlar vardır ancak burada bir birliktelik söz konusu olduğunda her şeyle birlikte olmak demektir, Biz ortak bir iş kurup ve bu işte sadece kar ettiğimizde Kâr’a ortak olup zarar ettiğimizde beni ilgilendirmiyor dersek o ortaklık dürüst bir ortaklık olmaz, bazı insanlar Hristiyanların asla acı çekmemesi gerektiğini çünkü onları koruyup kollayan bir babaları olduğunu düşünürler, tamam bu doğru bizi gözeten bir Tanrı’mız var ancak Tanrı bize bereketlerini göklerde olduğunu söylemiştir
1Petrus 1:3-4 Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babasına övgüler olsun. Çünkü O, kendi büyük merhametiyle yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih’i ölümden diriltmekle bizi yaşayan bir ümide, çürümez, lekesiz ve solmaz bir mirasa kavuşturdu. Bu miras sizin için göklerde saklıdır.
İsa Mesih’in hayatına baktığımızda oda gerçekten çok acılar çekmiştir hatta o bizden çok fazlasını çekmiştir biz genelde başkaları için üzülsek bile Mesih kendisine ait olanlar için çok fazla üzülmüş hatta ağlamıştır, Mesih’te tıpkı bizim gibi “Neden Baba” demiştir. Mesih’in elçileri’de çok acılar çekmiştir Mesih’in adı uğruna çünkü Mesih onlara ve bize bu konuda örnek olmuştur,
1Petrus 2:21 Nitekim bunun için çağrıldınız. Mesih, kendi izinden gidesiniz diye uğrunuza acı çekerek size örnek oldu.
Başta söylediğimiz gibi Tanrıdan gelen yüceliği, aklanmayı almak için ateşten geçmek gereklidir paniklemeden emin bir şekilde Rab!be daha sıkı tutunmalıyız, çünkü o zaten bizi hiç bırakmayacaktır, her ne olursa olsun elimizde bir garanti belgesi var Tanrı çocuğu olduğumuza dair en kötüsü olsa bile ölsek bile bu acılar karşısında bu garanti belgesi ile sonsuz hayati garanti ettiğimizi bilerek sevinmeliyiz ve imana sıkı sıkı sarılmalıyız.
2. Acılarımızın dört nedeni nedir? Acılarımızın en üst düzeydeki anlamı nedir?
1Korintliler 11:30-31 İşte bu nedenle birçoklarınız zayıf ve hastadır, bazılarınız da ölmüştür. Eğer kendi kendimizi sınasaydık, yargılanmazdık. Dünyayla birlikte mahkûm olmayalım diye Rab bizi yargılayıp terbiye ediyor. Ve İbraniler 12:3-12
Tanrı inanlının acı çekmesine izin vererek onu iyi amaçlarında kullanmak için eğitir, terbiye eder
2Korintliler 12:7 Aldığım esinlerin üstünlüğüyle gururlanmayayım diye bana bedende bir diken, beni yumruklamak için bir şeytan meleği verildi, gururlanmayayım diye.
Pavlus’un bedenindeki dikene benzer bir şekilde bizi gururdan korumak için olabilir
İbraniler 5:8 Oğul olduğu halde, çektiği acılardan söz dinlemeyi öğrendi.
Tanrı bunu bizlere itaat etmeyi öğretmek için kullanabilir. İsa Mesih de çektiği acılardan söz dinlemeyi öğrendiğini okuyoruz. (ayrıca Romalılar 5:3-5)
Elçilerin İşleri 9:16 Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim.”
En sonunda Tanrı, acı çekme yolu ile bizlere, Mesih uğruna daha etkin bir tanık olma yeteneği sağlıyor.
Sonuç olarak tüm bunlarda görüyoruz ki Tanrıyı İsa Mesih gibi yüceltebilmek için, Mesih’le birliktelik için, Mesih’le birliktelikte bize Kurtuluşu aklanmayı sağlamaktadır.
Bölüm 18- Yücelik- Yüceltilme (Vahiy 7:9-17 )
1. Yüceltilme kelimesini açıklayın. Tanrının yüceliği bize ne şekilde açıklanmaktadır.?
Romalılar 8:30 Tanrı, önceden belirlediği kişileri çağırdı, çağırdığı kişileri akladı ve akladığı kişileri yüceltti.
Yüceltilme kelime anlamı olarak hak edene hak edilenin verilmesi, ancak yukarıda verdiğimiz ve ayrıca Koleseliler 3:4 ve Filipililer 3:20-21 gibi ayetlerde ve diğer Kutsal Kitap Öğretişinde bu yüceltilmeyi alan insanların, sıkıntıdan geçip gelenler, ve günahları (kaftanları) Mesih’in kutsal kanı ile yıkanmış günahlardan arıtılmış kişiler olduklarını görüyoruz, (Vahiy 7 bölüm)
O zaman yüceltilme için şu ifadeleri kullanabiliriz, Yüceltilme Mesih’le birlikte olmaktır (birleşmemiz gerekiyor bu birleşmede hem Mesih’in ölümden dirilmesi ile aldığı beden gibi, Mesih’in çektiği acılara, taşıdığı çarmıha ortak olma gibi birliktelik), yüceltilme için Mesih’in bizi günahlarımızdan arıtması ve aklanmamız gerekiyor onun huzurunda Bembeyaz durabilmemiz için,
2. Yüceltilme kurtuluşun diğer noktalarıyla nasıl bir bağlantı içindedir?
Birleşme doktrini
Mesih’in sahip olduklarına sahip olmakla
Aklanma Doktrini
Aklanan bir insan ancak Tanrı huzuruna çıkabilir, ve günahsız sayılır buda bizim doğruluğumuzdan değil Tanrının doğruluğu bize transfer olması ile sağlanır
Acı ile birleşme
2Korintliler 7:10 Tanrı’nın isteğiyle çekilen acı, kişiyi, kurtuluşla sonuçlanan ve pişmanlık vermeyen tövbeye götürür. Dünyanın acılarıysa ölüm getirir.
Evet Acı çekmek bazen insanı Tanrı’ya dahada fazla yöneltir, Rab İsa Mesih’te insan bedeni alıp geldiği dünyada birçok acıya maruz kalmıştır ve Tanrı’ya “neden” baba diye sormuştur, işte bizde çektiğimiz acılarda Tanrı’ya daha fazla yaklaşıp yüceltiliyoruz tıpkı oğul gibi.
Orhan ANT