Çöl Düşünceleri
RUHSAL ARMAGANLAR
KİLİSENİN İŞARETLERİNDEN BİR BAŞKASI İSE BİRLİKTİR.
Bu işaret kilisenin tanımının doğasında yer almaktadır. Kilise, İsa Mesih üzerine bina edilmiştir. Kutsal Ruh aracılığı ile var olmuştur, artık Tanrı’nın gözünde yeni bir halk olan, her ırktan insanlar tarafından oluşturulmaktadır. Eğer kilise İsa Mesih üzerine bina edilmiş ise tek bir temeli, tek bir Tanrı’sı ve tek bir teolojisi var demektir. Eğer kilise Kutsal Ruh aracılığı ile var olmuş ise Tanrı’nın halkının temel Ruhsal tecrübeleri birdir. Tanrı’nın halkı çok değişik geçmiş ve kültürlerden gelmiş insanlardan oluşmakta olsa da, yeniden doğma, aklanma ve evlatlığa alınma aracılığıyla Tanrı ile bir ilişkiye çağrılmışlardır. Eğer bu insanlar. Yeni bir halk olmak için çağrılmışlarsa, dünyadan kesinlikle tek ve bağımsız, farklı ve kutsal varlıklar olarak ayrılmışlardır.
Hristiyan olan bir kişi bu birliğin farkındadır. Hristiyan olmadan önce farklı derecelerde yalnız olan bu kişi artık yalnız değildir. Pavlus bu konuda şunları kaleme almıştır: “Buna göre arık yabancı ve garip değil, kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrının ev halkısınız”(Efesliler 2:19)
Ancak uzun zaman önce birlik, kilisenin bir ünvanı olmaktan çıkmıştır. Kilise içindeki ayrılıklar görmezlikten gelinemeyecek kadar büyüktür. Bu ayrılığın sebeplerinden birisi günahtır. Bir başka sebep ise Tanrı’nın kilisesine vermiş olduğu hediyeler konusudur ki Tanrı kilisesine bu hediyeleri dünya üzerinde etkin bir biçimde işleyebilmesi için vermiştir.
Birlik ve farklılık konusunda Yeni Antlaşma’da oldukça fazla ayet vardır. Birlik konusunda Efesliler 4:4-6 iyi bir örnektir: “Çağrınızdan doğan tek bir ümide çağrıldığınız gibi, beden bir, Ruh bir, Rab bir, iman bir, vaftiz bir, her şeyin üzerinde, her şeyle ve her şeyde olan herkesin Tanrısı ve Babası birdir.” Ancak takip eden ayetlerde (7, 11-12) Pavlus hediyeler yüzünden yaşanan farklılığa değinmektedir: “Ama lutuf her birimize Mesih’in armağanı ölçüsünde bağışlandı…kendisi bazılarını elçi, bazılarını peygamber,bazılarını müjdeci ve bazılarını önder ve öğretmen olmak üzere atadı. Öyle ki kutsallar,hizmet görevini yapmak ve Mesih’in bedenini geliştirmek için donatılsın.” Takip eden ayetlerde bir bedenin farklı organları olduğu konusuna değinilerek bu farklılıkların farklı fonksiyonların doğal bir getirisi olduğu ortaya konulmaktadır.
Örneğin 1.Korintliler’de birlik ve farklılıklar konusu bir arada ele alınmıştır: “çeşitli ruhsal armağanlar vardır, ama Ruh birdir. Çeşitli görevler vardır ama Rab birdir. Çeşitli etkinlikler vardır,ama herkese hepsini etkin kılan aynı Tanrı’dır.” Bu hediyelerin dokuzunu listeleyen elçi ayete şöyle devam etmiştir: “Bunların hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh’tur. Ruh bunları herkese ayrı ayrı dilediği gibi dağıtır.”
Romalılar kitabı aynı vurguda bulunmuştur: “Bir bedende ayrı ayrı işlevleri olan çok sayıda çok sayıda üyemiz olduğu gibi, çok sayıda olan bizler de Mesih’te tek bir bedeniz ve birbirimizin üyeleriyiz.”(Rom. 12:4-5)
Bu ayetler, kilisenin sağlığı için bu birliğin ve bu tarz farklılıkların gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Birlik olmadan, Tanrı’nın Ruhu’nun işi aracılığıyla İsa Mesih ile ilişkinin birliği olmadan kilise de olamaz. Bizler hala daha günahlarımızda oluruz. Diğer taraftan, farklılıklar olmadan kilise sağlıklı olamaz ve düzgün bir işlev göremez; bacaksız ve kolsuz bir beden gibi oluruz.
Şu ana kadar kilise hakkında her şey sanki birlik alanında söylenmiş gibi gözükebilir: kilisenin tanımı, işaretleri, tapınmanın doğası, sakramentler. Tüm bunlar, Tanrı’nın halkının ortak tecrübeleridir. Şimdi sıra farklılıklara bakmaya gelmiştir. İlk ruhsal hediyelere bakacağız. Bu çalışmaya liderlere, başkalarının hediyelerini keşfetmede ve geliştirmede düşen sorumlulukları da dahil edeceğiz. İkinci olarak ise kilise görevlerine ve bu görevlerin büyük resme nasıl bir katkıda bulunduğuna bakacağız.
HERKESE BİR HEDİYE
Ruhsal hediyeler kiliselerde son zamanlarda derinlemesine tartışılmışlardır. Bu tartışmaların dışında kalan daha eski kiliseler ise çok şey kaçırmışlardır. Kaliforniya, Palo Alto Peninsula Kutsal Kitap Kilisesinden Ray c. Stedman ruhsal hediyeleri şöyle tanımlamıştır: “her gerçek Hristiyan’a bir beklenti olmaksızın verilen ve Hristiyan olmadan önce sahip olmadığı bir hizmet etme kapasitesi.”
Bu tanım, yakından incelenmeyi hak etmektedir. İlk olarak ruhsal armağanın imanlıya Tanrı tarafından verildiği belirtilmektedir; zaten “armağan” kelimesi bu durumu ifade etmektedir. Yeni antlaşmada bu türden bir hediye için kullanılan kelime “charisma” ya da “charismata” ‘dır. Günümüzde kullanılan karizmatik kelimesi buradan gelmektedir. Ancak bizi bu kelimeye yüklediğimiz anlamsa da sınırlıdır. Charisma kelimesinin en önemli özelliği yunanca charis kelimesinden kaynaklanmasıdır; bu kelimenin anlamı ise “lutuf” tur. Lutuf Tanrı’dan gelen ve bizim hak etmediğimiz bir armağan olduğuna göre, bu hediyeleri Tanrı’nın iyi niyetinden dolayı bizlere verildiği ortadadır. Bir Hristiyanabir hediye, bir başkasına ise başka bir hediye verilir. Pavlus bu durumu şu ayette belirtmiştir: “Bunların hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh’tur. Ruh bunları herkese dilediği gibi, ayrı ayrı dağıtır.” (1. kor. 12:11)
Ruhsal armağan bir Hristiyan’ın, iman etmeden önce sahip olmadığı bir şey olduğu için Stedman, doğal yetenekler ile bu yeteneklerin bir birine karıştırılmaması üzerinde durmuştur. Doğal yeteneklerde Tanrı’nın bir armağanıdır. Kutsal Kitap’ta şöyle yazılmıştır: “her nimet, her mükemmel armağan yukarıdan, kendisinde değişkenlik ya da döneklik gölgesi olmayan Işıklar Babası’ndan gelir”(Yakup 1:17). Bu durum Hristiyan olanların ve olmayanların doğal yetenekleri içinde geçerlidir.
Bir Hristiyan’ın ruhsal bir armağanını, doğal bir yeteneği aracılığıyla tercüme edebileceği de gerçektir. “Yardım etme” hediyesine sahip bir kişi, marangozluk, aşçılık, finansal yöneticilik ya da benzer konularda ki yeteneğini hizmete yardımda kullanabilir. “Öğüt verme” hediyesine sahip bir kişi doğal bir yetenekle insanlarla çok yakınlaşabilir. Tüm bunlara rağmen ruhsal hediyeler basit sebepler için verilmiş yetenekler değildirler; bu hediyeler sadece Hrisityanlara verilen armağanlardır. Verilme sebebi ise şudur: “Öyle ki kutsallar, hizmet görevini yapmak ve Mesihi’in bedenini geliştirmek için donatılsın”(Efesliler 4:12).
Ruhsal armağan ile yetenek arasındaki ilişkiye bir örneği Eski Anlaşmada görebiliriz. Buluşma çadırının yapılmasında görevli olan ustalardan birisi de Basalel’dir. “Rab Musa’ya şöyle dedi: “bak, Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu Basalel’i seçtim. Beceri,anlayış, bilgi ve her türlü ustalık vermek için onu ruhumla doldurdum. Öyle ki, altın, gümüş, tunç işleyerek ustaca yapıtlar üretsin; taş kesme ve kakmada, ağaç oymacılığında her türlü sanat dalında çalışsın” (Mıs. 31:3-5) . Besalel’e beceri ve her türlü ustalık doğal yetenekleri verilmiştir, aynı zamanda bu doğal yeteneklerini kullanması için anlayış ve bilgi Ruhsal armağanları verilmiştir. Besalel, ruhsal armağanından dolayı İsrail’in tapınması için objeler üretebilmiştir.
Stedman’ın tarifinin üçüncü önemli noktası, her Hristiyan’ın en azından bir armağan almasıdır. Bu konudaki ayetlere bakalım: “herkesin ortak yararı için herkese Ruhu belli eden bir yetenek veriliyor”. (1. Kor. 12:7). “her biriniz hangi Ruhsal armağanı aldıysanız, bunu Tanrı’nın çok yönlü lütfunun iyi kahyaları olarak birbirinize hizmet etmekte kullanın” (1. pet. 4:10).
Bu gerçeği görme konusunda başarısız olan kilise tarih içerisinde, John R. W. Schoot’un ifadesi ile “topluluğun ruhban sınıfı tarafından yönetilmesi” şekline dönüşmüştür. Bir çok farklı sebepten dolayı kilise içerisinde rahipler ve topluluk arasında ayrılık oluşmuştur. Bu oluşuma göre Rahiplerin kiliseyi yönetmesi ve Hristiyan hizmetlerini yerine getirmesi gerekmekteydi, topluluğun ise yumuşak başlılıkla bu rahiplere itaat etmesi mecburiydi. Bu durumun açık bir ispatı olarak Scoot, 1906 senesinde yayınlanan yıllık Papalık bülteninden şu aktarmayı yapmaktadır(vehementer nos): “ayinler esnasından topluluğun sahip olduğu tek hak, yönetilme hakkıdır. Topluluk çobanlarını takip eden çoban sürüsü gibidir.”
Tanrı’nın halkının kilisesinin olması gerektiği şekil bu değildir. Bu şekilde bir görüşün yaygın olduğu tüm kiliselerde, Tanrı tarafından cemaate verilen hediyelerin kullanılması ve bunlardan faydalanılmasını beklememek gerekir. Hediyeler, başkalarına hizmet etmek içindir. Topluluk, hem kilise ye hem dünyaya hizmet etmelidir. Ruhban sınıfı ise cemaate hizmet etmeli, onların hediyelerini anlayıp kullanmalarına, geliştirmelerine yardımcı olmalıdır. Schoot bu konuda şunları kaleme almıştır: ‘Kilise görevlileri ile topluluk arasında bir ayrım, bir farklılık yoktur. Bunlar farklı iki sınıf değillerdir. Bu kişiler ‘topluluğun hizmetlileridir’ ki aslında kendileride hizmet ettikleri topluluğun bir parçasıdır.””
Ruhsal armağanların bu üç özelliği, önemlerini açıkça ortaya koymaktadır. Armağanlar teolojik açıdan önemlidir çünkü bizlerin Tanrı’nın lütfunu daha dolu bir şekilde anlamamıza yardım ederler. Armağanlar kişisel ve tecrübesel açıdan önemlidir çünkü bizlerin İsa’ya ve kilisedeki kardeşlerimize olan hizmetimiz üzerinde direk bir ağırlık taşımaktadırlar. Armağanlar organizasyon açısından da önemlidir çünkü topluluk ile kilise görevlileri arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadırlar.
Armağanlar nelerdir?
Ruh’un armağanları, Yeni Antlaşma’nın dört ayrı bölümünde, bu bölümlerin birisinde de iki ayrı yerde listelenmiştir. Toplam beş ayrı liste vardır: Efesliler 4:11; 1. Korintliler 12:8-10; 1. Korintliler 12:28-30; Romalılar 12:6-8 ve 1. Petrus 4:11. Bu listelerde farklı farklı armağanları görmekteyiz. En kısası olan 1. Petrus 4:11 , konuşma ve hizmet armağanlarına değinmektedir. 1. Korintliler 12 de yer alan iki ayrı listede 9’ardan toplam 18 armağan sıralanmıştır ancak bu 9’luk grup birbirinin aynısı değildir. Toplam olarak 19 armağanın listelendiğini söylesek de bu kesin bir rakam değildir: farklı kelimeler aynı ya da yakın armağanların tanımlanması için kullanılmış olabilir ve bahsedilmemiş hediyeler olabilir.
1- Elçiler ve Peygamberler. Efesliler 4:11 ve 1. Korintliler 12:28-30 da yer almaktadır. Ruhsal armağanlar konusunda çalışmalarda bulunan kişilerden bazılar elçilerin ve peygamberlerin günümüzde de var olduklarını ileri sürmüşlerdir. Elçi, ünvanının sadece İsa’nın atamış olduğu kişiler değil günümüzde de tanıklık ve kilise bina etme amacı ile dünyaya giden herkese ait olduğunu düşünmektedirler. Peygamber ünvanının ise Tanrı’dan vahiy aracılığı ile söz alan kişiler değil, Tanrı hakkında çekinmeden, cesaretle konuşan herkese ait olduğunu kabul etmektedirler. (1.Korintliler 14). Bu fikirlerin sağlam bir iddia gibi görünmeleri bir yana orijinal metinlerde kullanılan Yunanca kelimeler incelendiğinde varılan sonuç farklı olacaktır. Bu iki ayette de kullanılan kelimeler, yorum katılmadan, asli anlamlarında anlaşılmalıdır. Elçi, İsa Mesih tarafından uygun bir şekilde kilise kurmak için atanan kişidir. Peygamber, Tanrı’dan vahiy aracılığıyla aldığı ayetleri (eski peygamberler gibi), bizim yeni antlaşma dediğimiz (İncil) kitaba kaydeden kişidir.
Efesliler4:11 | 1.Korintliler12:8-10 | 1.Korintliler12:28-30 | Romalılar12:6-8 | Petrus4:11 | |
1 | Elçi | Elçi | |||
2 | Peygamber | Peygamber | Peygamberlik | ||
3 | Hizmet Etme | Hizmet Etme | |||
4 | Müjdeci | ||||
5 | Bilgece Konuşma | ||||
6 | Bilgi İletme | ||||
7 | Önder | ||||
8 | Öğretmen | Öğretmen | Öğretmen | Konuşma | |
9 | Öğüt Verme | ||||
10 | İman | ||||
11 | Hastaları İyileştirme | Hastaları İyileştirme | |||
12 | Mucizeler Yapma (Peygamberlik) | Mucizeler Yapma | |||
13 | Ruhları Ayırt Etme | ||||
14 | Yönetme | ||||
15 | Başkalarına Yardım Etme | Bağışta Bulunma | |||
16 | Merhamet Etme | ||||
17 | Yönetme | ||||
18 | Çeşitli Dillerde Konuşma | Çeşitli Dillerde Konuşma | |||
19 | Dilleri Tercüme Etme | Dilleri Tercüme Etme |
Bu hediyelerin her ikisi de günümüzde mevcut değildir . Günümüzde bu anlamda ne elçi ne de peygamber vardır . Ancak Tanrı ‘ nın Hristiyan cemaatine bahşettiği bu ilk hediyelerin faydalarından , bizlerinde mahrum bırakılmadığı açıktır . Elçiler , ilk kiliseleri tesis etmişler ve onlara yetki ile öğretiş vermişlerdir. Tanrı ‘ dan ayetleri almış olan peygamberler de İncil’i kaleme almışlardır .
2. Müjdeci : Hediyelerin ikinci kategorisinde tek bir hediye vardır . Açıkça görüldüğü gibi müjdecilik hediyesi günümüzde de mevcuttur . Müjdeci , İsa Mesih aracılığı ile günahtan kurtulma müjdesini insanlara iletme konusunda özel bir yeteneğe sahip olan kişidir . Bu türden bir ruhsal armağanın varlığı , bu armağana sahip olmayanların müjdeyi yayma mecburiyetlerini ortadan kaldırmamaktadır çünkü paylaşmak hepimize verilmiş olan bir görevdir . Büyük görevimiz budur . Ancak herkesin bu göreve ait olması , bazılarımızın bu konuda özel bir hediye alması gerçeğini ortadan kaldırmaz .
Müjdeci kişinin özellikle iyi eğitim almış ya da çok zeki bir kişi olması gerekmemektedir . Ancak müjdecinin vereceği mesajı iyi bilmesi gerekmektedir . Bu konudaki sorulara doğru cevaplar sunabilmeleri şarttır . Ancak bu kişilerin temel hediyesi , İncil ‘in temel mesajını iletebilme üzerinedir . Müjdecilik armağanı , ‘’ Billy Graham ‘’ gibi sadece profesyonel müjdecilere ait bir armağan değildir . Genellikle bu armağanın geri plandaki , basit insanlara verildiği görülmüştür . Billy Graham , The Holy Spirit isimli kitabında Kutsal Kitap ‘ ta bir diyakon olan Filipus ‘ dan başkasına müjdeci denmediğini belirtmiştir . Ben şahsen , bu hediyeye sahip birkaç insan tanıdığımı söyleyebilirim . Bu insanların hiç birisi bu hediyeyi atama yoluyla almamışlardır . Bu kişiler , başkalarına İsa Mesih hakkında konuşmaktan zevk alan ve etkili olan basit kişilerdi .
3. Önderler , öğretmenler ve öğüt vericiler : Ben bu üç farklı armağanı tek bir kategoride toplamayı uygun görüyorum çünkü bu üç armağanın tek bir kişide toplanması , çok sık karşılaşılan bir durumdur . Efesliler 4 : 11 ‘ de yer alan bu iki kelime , Yunanca orijinal metine bakıldığında birleşik gözükmektedir : öğretmen/önder .
Önder / pastör , başkalarına manevi hizmette bulunan kişidir . Koyunları güden çoban örneği üzerine bina edilmiştir ve kendisini ‘’ iyi çoban ‘’ (Yuhanna 10 : 11 ) olarak tanımlayan , ‘’ büyük çoban ‘’ (İbranililer 13 :20) ve ‘’ baş çoban ‘’ (1. Petrus 5 : 4 ) olarak tanımlanan İsa ‘ yı izlemektedir . Aynen müjdecilerde de olduğu gibi bu hediyeyi de atanmışlar değil her hangi bir Hristiyan alabilir . Örneğin pastörlük yaşlıların hediyesi olmalıdır aynı zamanda ruhsal hizmet veren diyakonlarında pastörlük hediyesi olmalıdır . Aynı zamanda önderlik / pastörlük hediyesi Pazar okulunda görevli kişilerde de aranmalıdır .
Öğretmen kelimesi ise kendi kendisini açıklayan bir kelimedir . Her zaman önemli bir hediye olmuştur ve günümüzde de en çok ihtiyacımız olan hediyedir . Matta ‘ nın büyük görevi kaydederken kullandığı ifadelere baktığımızda öğretmenlik hediyesinin ne kadar anahtar rolü oynadığını daha iyi anlarız . İsa şöyle demiştir : ‘’ Bu nedenle gidin , bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin . Onları Baba , Oğul ve Kutsal Ruh ‘ un adıyla vaftiz edin . Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin . İşte ben , dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim ‘’ (Matta 28:20). İsa Mesih ‘ e iman edenlerin öğrenciler olarak yetiştirilmeleri için öğretmenlere ihtiyaçları vardır .
Romalılar 12 : 8 öğretmenin hemen arkasından ‘’ öğüt verme ‘’ gelmektedir . Söz ‘ de büyümüş olan öğrenci , öğrendiklerini kullanma konusunda gayretlendirilmelidir . Bu , önderin görevidir . Pavlus bu ifadeyi sadece bu ayette kullanmıştır .
Bu noktada armağanların bir başka listesine bakmakta fayda vardır . Bu liste , ele aldığımız listeyi aydınlatacak niteliktedir . 1. Korintliler 12 : 8 _ 9 ‘ de Pavlus daha önce bahsedilen armağanlardan bahsetmemiştir , bunların her biri ilk defa ele alınmaktadır . Elçi , peygamber , müjdeci , önder ve öğretmen Efesliler 4 : 11 ‘ de yer almaktadır . Elçi , peygamber ve öğretmen 1. Korintliler 12 : 28 _ 30 . Peygamberlik , hizmet , öğretmen ve öğüt verme Romalılar 12 : 6_ 8 . Ancak ‘’ bilgece konuşma’’ ve ‘’ bilgi iletme ‘’ armağanlarından bahsetmiştir . Bilgece konuşma ve bilgi iletme müjdecilik , pastörlük ve öğretmenlik ile ilgili bir hediyedir . Bir kişinin müjdecilik , pastörlük ve öğretmenlik hediyesi olup olmadığının anlaşılmasında bu konunun anlaşılması yardımcı olacaktır . Bu kişinin ruhsal bir bilgeliği var mı ? Bu kişide bilgi armağanı var mı ? soruları bizlere yardımcı olacaktır . Bir kişi pastörü için dua ederken bu soruları kendi kendisine sorarak daha faydalı bir duada bulunabilir . Tanrı ‘ dan pastörlerimize , Kutsal Kitap çalışmaya ve onu uygulamaya yönlendirecek gerçek ruhsal bir bilgelik vermesi için dua edebiliriz .
4: İman . Hristiyan lugatında en önemli kelime iman kelimesidir . Birçok kullanımı vardır . Kurtaran iman ( Efesliler 2 : 8 ) ; İncil ‘ in içeriği (Romalılar 10 : 8 ; Elçilerin İşleri 6 : 7 ; 13 : 8 ; 14 : 22 ) ; Sadık olma ( Galatyalılar 5 :22 ) ; Tanrı ‘ ya güvenme (Efesliler 6 : 16 ) . 1. Korintliler 12 : 8 _ 10 ‘ da yer alan listede iman , gelecekte olacak , Tanrı ‘ nın vaat ettiği bir şeye bakıp o olmuş gibi kabul etmek anlamına gelmektedir . Stedman , imanın bu tarifini günümüzde kullanılan ‘’ vizyon ‘’ tabirine benzetmektedir . ‘’ Yapılması gereken ancak imkansız gibi gözüken bir şeyin , Tanrı tarafından yapılacağına inanma kabiliyetidir ‘’ .
İbraniler 11 ‘ de iman kahramanlarının listesi yapılmıştır , bu kişilerde iman hediyesi vardır . Bu kişilerin yaşamlarında şu tarife uyan iman görülmüştür : ‘’ İman , ümit edilenlere güvenmek , görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır ‘’ ( ayet 1 ) . Kadının tohumundan gelecek olanın şeytanın başını ezeceğine dair kurtuluş vaadini alan Habil , bu vaade olan imanını sunusunda beyan etmiştir . Hanok , Tanrı ‘ ya iman etmiş ve doğru bir yaşam yaşamıştır . Nuh , Tanrı ‘ nın gelecekte gerçekleşecek olan bir yıkım hakkındaki bildirimine iman etmiştir , tanrısızların yok edileceğini öğrenmiş ve imanından dolayı bir gemi yapmıştır . İbrahim yaşamının her anında imanını sergilemiştir . Hiç görmediği bir diyar uğruna kendi vatanını terk etmiştir , vaat edilen topraklardaki sıkıntılara katlanmıştır , eşi Sara ve kendisi çocuk sahibi olma yaşını aştıkları halde Tanrı ‘ nın kendisine bir oğul vereceğine olan imanından dolayı ismini değiştirmiştir . İmanından dolayı Moriya dağında oğlu İshak ‘ ı kurban etmeye kalkmıştır _ tüm bunları Tanrı ‘ nın vaat ettiklerini yapacağına olan imanından dolayı gerçekleştirmiştir (karşılaştırın Romalılar 4 : 21 ) . İman kahramanı olan İshak , Yusuf , Musa , Rahav , Gidyon , Barak , Şimşon , Yeftah , Davut ve Samuel ‘ in ismi sayıldıktan sonra 13 . ayet şöyle devam eder : ‘’ Bu kişilerin hepsi , ölünceye dek imandan ayrılmadılar . Vaat edilenlere kavuşamamış , ama bunları uzaktan görüp selamlamış olarak yeryüzünde yabancılar ve konuklar olduklarını açıkça kabul ettiler ‘’ . Isaac Watts bu kişilere değinerek ‘’ Ben Çarmıhın Askeri miyim ? ‘’ isimli ilahiyi bestelemiştir :
Senin Azizlerin , Bu Yüce Savaşta
Canlarını Verirken Fethederler
Zaferi Uzaktan Seyrederler
Gözleriyle O Anı Yaşarlar .
5 : İyileştirme ve mucize : İyileştirme ve mucizeler konusu 1. Korintliler 12 ‘ de iki ayrı yerde geçmektedir ve iki ayrı kullanımda birbiri ile alakalıdır . Hediyelerin bu bağlamını tespit etmek , iyileştirme armağanını ele alma konusunda oldukça önemlidir . İyileştirme ( aslında orijinal Yunanca ‘ dan tercüme edildiğinde iyileştirmeler _ yani çoğuldur ) kelimesinin değişik tedaviler için kullanıldığı doğrudur _ fiziksel ve duygusal tedavinin hem doğal hem de mucizevi bir şekilde sağlanması _ bu kelimenin ayetlerde kullanımı mucizevi bir içeriğe sahiptir .
Bu hediyenin günümüzde de yer alıp almadığı sorusu sıklıkla tartışılmaktadır ve bu konu yüzünden Hristiyanlar arasına ayrılık girmiştir . Ancak unutulmaması gereken bir unsur , bazı hediyelerin (elçilik ve peygamberlik) artık mevcut olmadığıdır . İyileştirme ve mucize armağanlarının da böyle olması mümkündür .
Üçüncü bir olasılıkta mevcuttur . İyileştirme ve mucize günümüzde de gerçekleşebilir ancak çok seyrek olarak . Bu yorumun tercih edilmesinin birkaç sebebi vardır . İyileştirme ve mucize , su an devam etmekte olan başka armağanlar tarafından desteklenmektedir : 1 . Korintliler 12 : 8 _ 10 ‘ da bilgece konuşma ve bilgi iletme , iman , ruhların ayırt edilmesi ; 1 . Korintliler 12 : 28 _ 30 ‘ da öğretme ve yardım etme . Mucizeler armağanı , dillerde konuşma armağanına benzemektedir , hemen iki bölüm sonra 1 . Korintliler 14 ‘ de ele alınmış ve 39 . ayette bir uyarıda bulunulmuştur : ‘’ Özet olarak kardeşlerim , peygamberlikte bulunmayı gayretle isteyin , bilinmeyen dillerde konuşulmasına engel olmayın , ama her şey uygun ve düzenli şekilde yapılsın ‘’ . Pavlus dillerde konuşmayı teşvik etmemektedir ancak Tanrı ‘ nın bu armağanı vermeye devam edebileceğini görüp bu konuda bir uyarıda bulunmak istemiştir . Pavlus hiçbir yerde dillerde konuşmanın , mucizelerin ve iyileştirmenin biteceğini söylememiştir . Daha da ötesi kilise tarihinin her döneminde iyileştirme ve diğer mucizelerin görüldüğü bir gerçektir (bunların bazıları efsane , bazıları hatalı algılama veya manupilasyon olsa da hepsinin sahte olduğunu söyleyemeyiz ).
Günümüzde iyileştirme ve mucize olamayacağını söyleyerek Tanrı ‘ yıkutuya koyma cüretini göstermemeliyiz . Tanrı istediği her şeyi yapabilir .
Bu konuda fikrilerinin değer gördüğü bir kişi Dr. C. Everett Koop ‘ tur . Kendisi Amerika Birleşik Devletlerin ‘ de yaşayan bir genel cerrahtır ; Philadelphia ve Pennsylvania çocuk hastanelerinin baş hekimidir ve Pennsylvania Üniversitesinin tıp fakültesinin pediyatrik cerrahi bölümünün baş hekimidir . Koop , Kutsal Kitap ‘ a bağlı güçlü bir Hristiyan ‘dır ve onun tanıklığı birçoklarının iman etkisinde etkili olmuştur . Kendisi hem hastalığın oluşmasındaki hem de iyileşmede ki süreç hakkında teknik bir anlayışa sahiptir. Doğum kusurları ve çocuk kanseri gibi konularda uzmandır ki bu iki alan, doğa üstü iyileşmenin en çok görüldüğü iddia edilen alandır . Koop , şahsen mucizelere inanmaktır . Kırk senelik aktif pratisyenlik tecrübesi boyunca gerçekten imanlı kişiler ile beraber çalışmış ve onların hasta çocuklarının mucizevi bir şekilde iyileşmeleri için bu aileler ile beraber dua da etmiş olsa tek bir mucizeye rastlamamıştır . Kendisi şöyle demiştir : ‘’ Ben mucizelere inanıyorum . Aynı zamanda tüm iyileşmenin de Tanrı ‘ dan geldiğine inanıyorum . Tanrı ‘ nın kendisinin belirlemiş olduğu doğa yasalarına müdahale etmesini ve bir mucize ile iyileştirme gerçekleştirmesini görmeyi çok isterdim . Mutluluktan coşar, O‘nu yüceltirdim . Ben hem tüm iyileşmenin Tanrı ‘ dan geldiğine ve mucizelere inansam da şu ana kadar bir tanesine bile tanık olmadım ‘’ . Onun tecrübelerinden vardığı yargı , günümüzde doğaüstü iyileşmelerin gerçekleşmediği şeklindedir . Bir kişi bu yargıya katılabilir ya da katılmayabilir ancak bu tecrübeli kişinin bu yargısı en azından bu konuda hiçbir fikri olmadığı halde atıp tutan kişiler için bir örnek teşkil edebilir .
6 : Ruhları ayırt etme : Ayırt etme armağanı , birçok armağan listesinden bir tanesinde yer almaktadır ve çok da önemlidir . Bu armağan , peygamberlik ve öğretmenlik öğretişi ile yakından alakalıdır . 1. Korintliler 12 : 10 ‘ da bu armağan peygamberlik referansından hemen sonra gelmiştir ; Pavlus , peygamberlikte bulunan bir kişinin Tanrı ‘ dan bir söz mü aldığının yoksa bu sözün Şeytan ‘ dan mı geldiği konusunda , yani ruhun ayırt edilmesi konusundaki bir armağandan bahsetmektedir . Ancak bu ayırt etme , öğretişte bulunan bir öğretmenin , öğretişinin doğru mu yanlış mı olduğunu da dair olabilir (karşılaştırın 1. Yuhanna 4 : 1_6 ). Petrus ‘ un kendisi de bu hediyeden nasiplenmiştir : ‘’Petrus ona , ‘’Hananya , nasıl oldu da Şeytan ‘ a uydun , Kutsal Ruh ‘ a yalan söyleyip tarlanın parasının bir kısmını kendine sakladın ? ‘’ dedi … ‘’Rab ‘ bin Ruhunu sınamak için nasıl oldu da sözbirliği ettiniz ? İşte , kocanı gömenlerin ayak sesleri kapıda , seni de dışarı taşıyacaklar ‘’. (Elçilerin İşleri 5 : 3 ,9 ).
Günümüzde bazı kişiler yeni bir ‘’Hristiyan ‘’ akımına hemen kapılmaktadırlar . Bazıları ise kapılmazlar . İkinci gruba ait kişiler ise bu armağana sahip kişiler olabilirler . Kiliseler bu türden kişileri tespit etmeli ve doğruluk ile yanlışlık yargısının verileceği durumlarda bu kişilerin fikrine sahip olmalıdır .
7 : Başkalarına Yardım Etme : 1 . Korintliler 12 : 28 ‘ de yer alan yardım etme konusu Romalılar 12 : 7 _ 8 ‘ de derinleştirilmiştir ; bağışta bulunma , hizmet etme , merhamet etme . Bu listeyi uzatmak mümkündür . Bazı kişiler sahip oldukları bu armağanı , evlerinin , işlerinin ve kilisenin düzgün bir sekildeişlemesini sağlamaya yardım ederek sergilerler. Bu kişiler neyin yapılmasını görürler ve yaparlar. Bazı kişiler yaşlılara önem verirler, onlar için alış veriş yaparlar, onları doktora, kiliseye götürüp getirirler, kar yağdığında kapılarının önündeki karı kürerler. Bazıları ise yoksullara yardım ederler. Bazıları ise bir kişi hastalandığında, o kişi iyileşene kadar ona bakarak veye yiyecek göndererek yardım ederler. Hrıstiyan olmayanların da bu benzeri yardımlarından, hrıtiyanolanların farkı, Hrıstiyanların bu yardımları İsa Mesih adına ve O’nu yüceltmek için yapıyor olmalarıdır. Petrus bu kişileri teşvik etmktedir:’’ Diğerlerine hizmet eden, Tanrı’nın verdiği güçle hizmet etsin. Öyle ki İsa Mesih’in aracılığıyla Tanrı herşeye yüceltilsin. Yücelik ve kudret sonsuzlara de Mesih’indir’’ (1. petruz 4:11)
8. Yönetme. Bu armağandan kast edilen liderlikte bulunmaktır. Bir çok zaman yapılması gereken bu iş ve bu işi yapabilecek bir çok kişi vardır. Ancak bu iş bir türlü yapılamamaktadır çünkü bu görevi üstlenecek, insanlara görevleri dağıtacak ve işi takip edecek bir kişiye ihtiyaç vardır. Bazı zamanlar bu tür insanlar bulunmaz, bazen de bu kişiler bu kişiler çıkıp gelir ve işleri düzene sokarlar.
Bu armağan hakkında ikinoktada çok dikkatli olmamız gerekir. İlk olarak olmamız gerkir. Güçlü yöneticiler ve yöneticiler ve yönetimlerin dünyasal oldukları için hatalı olduklarına ve Tanrı’nın aslında bu işi daha farklı yapacağına dair ön yargı geliştirmemiz gerekir. Bu önyargıya sahip kişiler vermiş oldukları armağanı takdir etme konusunda başarısız olurlar. Bir başka dikkat adilmesgereken konu ise güçlü bür liderliğin Tanrı’dan olduğunu farz edilmsi hakkındadır. Bu yanlış bir yaklaşımdır. İnsanların yönetim hediyesi ile kişiliğin forsu, ihtiraslı olma ya da başarıya sabitlenmiş bir düşünce arasındaki farkı ayırt etmeleri gerekir.
Tanrı çok açık bir şekilde armağanların ve sahibi olmasına rağmen, bir hdefe ulaşöak için insanlara patronluk taslamamış, insanların duygularuınıincitmemiş ve onları ezmemiştir.
9. Diller ve dilleri tercüme etme. Yeni Antlaşma’da bahsedilen bütün armağanlar arasında diller ve tercümesi konusunda yaşanmış olan tartışmalar kadar başka armağan için yaşanmamıştır. Bazı kişiler diller armağanının, başka lisanlarda konuşmak oluğu, böylece yabancıların kendi lisanları ile konuşulanları anlamaları olduğunda ısrar etmektedirler. Bu mucize Pentikost gününde gerçekleşmiştir(Elçilerin İşleri 2:1-11). army bende ceza aldım Ancak korint’teyaşayan diller mucizesi bundan farklıdır. Korint’te yaşanan dillerle konuşma esnasında tercümanlara ihtiyaç vardır çünkü konuşulanları kimse anlamamıştır.
Bazı kişiler ise dillerle konuşmayı ‘’göksel dillerle konuşmak ‘’ konuşmak olarak algılamaktadırlar, kast ettikleri diller insanların konuştuğu dillerden değildir. Bu inanışı tamamen reddeden ve günümüzde bunun gerçekleşemeyeceğini savunanlarda vardır; günümüzde yaşanan bu tecrübelerin ise ya kendisini ikna etme üzere ya da cinlerin bir işi olarak tanımlamaktadırlar. Bu konuda karar vermeye çalışan bir kişi kendisini ayetlerde verilmiş olan bilgi ile sınırlayabilir.
1. Korintliler 12 ve 14 de Pavlus şu noktalara değinmiştir:
1- Diller armağanı taklit edilebilir. Gerçek olan bir armağan vardır. Ancak bir bu armağanın ruhlar tarafından taklit edilmesi vardır; bu ruh şeytandan da olabilir kişinin kendisinden de. Pavlus Korintlilerin iman etmeden önce saptırılıp dilsiz putlara tapındıklarını belirtmiştir ve ruhların inançları ve İsa Mesih hakkındaki sözleri ile sınanmaları gerektiğinde bahsetmiştir: ‘’Bunun için şunu bilmnizi istiyorum: Tanrı’nın ruhu aracılığıyla konuşan hiç kimse ‘’İsa’ya lanet olsun’’demez. Kutsal ruhun aracılığı olmadan da kimse ‘’İsa Rabdir’’diyemez.(1. Korintliler 12:3) Ayetten de anlaşılacağı üzere Korintliler iman etmeden önce pagan rahiplerin coştırıcı sözleri altında kalmışlardır. Ancak şimdi de yalan söyleyen birisi tarafından kandırılma tehlikesi altındadırlar.
Günümüzde bile Hrıstiyan olmayan çevrelerde glosolalia (dillerde konuşmanın teknik terimi) yaşanmaktadır ancak bunun hiçbir kıymeti yoktur Unıteryenler, Budistler, Şintoistler dillerde konuşmaktadırlar. Bu olaya en çok Güney Amerika, Hindistan ve Avusturalya’da rastlanmaktadır. Kısacası dillerle konuşma kutsal ruhun varlığının bir belirtisi yada ispatı değilir.
2- Kutsal Ruh’un çeşitli ve değerli armağanları vardır ve dillerle konuşma bunlardan sadece bir tanesidir. Bu konuya 1. Korintliler 12:4-11 de değinilmiştir. Klisede değişik ihtiyaçlar vardır ve Kutsal Ruh gerekli alanlarda hizmet vermesi gereken kişileri, gerekli armağanlarla donatmaktadır. Pavlus’un vurguladığı bir nokta ise armağanları veren ruhun tek olduğudur. (8:11) Eğer Kutsal Ruh kendi amacına her Hrıstiyana ayrı ayrı hediyeler vermekte ise bizlere sahip olduğumuz hediye konusunda gururlanmamamız gerekir. Pavlus’un diller armağanın minimize etmesindeki en büyük sebeb bu hediyeye sahip olanların bundan dolayı gururlanmaları olabilir.
3- Ruh’un armağanlarının bir amacı vardır: klisenin gelişmesi ve birliği(12:12 27). Aslında bunlar iki ayrı amaçtır. Ancak pavlus bu iki amacı aynı bedenin iki üyesi olarak ele almıştır. Hem bedenin üyeleri olduklarını (12) hem vazgeçilmez olduklarını (22) hem de bir ayrılık olmayacagını (25) belirmiştir. Eğer dillerle konusmanın, klisenin büyümesi için bir faydası olmayacaksa bu yaşanan olay ya Tanrı’dan değildir ya da Tanrı’nın bu armağan için olan amacına ters bir biçim de kullanılmaktadır.
4- Eger armağanlar önem sırasına sıralanacal olsalardı diller listnin en sonlarında olurdu. Pavlus belki de bunu, dillerle konuşma yüzünden böbürlenenlere atfen dıle getirmistir. (12:29-14:12) Bu gerçeği farklı şkillerdegörmemiz mümkündür. Pavlus ne zaman armağanları listelerse diller ve diillerintercümesi listnin sonunda yer almıştır. Bu durum en açık olarak 1.Korintliler 12:28 de görülmektedir. ‘’Tanrı, inanlılar topluluğunda başta elçileri, ikinci olarakta peygamberleri, üçüncü olaralta öğretmenleri, ardından mucize yapanları, hastaları yiylestirme gücü olanları, baskalarına yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerle konuşmaları atadı. Pavlusun bu nokktadaki yaklaşımı aynı zamanda sevgiye yaptığı vurguda gözükmektdir. Sevgi konusundaki hassasiyetten dolayı armağanlar konusu bir yana bırakılabilmiştir.(13. bölüm)
Sonuç olarakta bir armağan peşinde koşulacaksa bunun peygamberlik armağanı oldugunu belirtip bu armağanın anlamının vaaz etme kabiliyeti v Kutsal Kıtab ı öğretme olduğunu anlatmıstır(14:1) Pavlusun kendiside dillerle konuşmuştur(14:18) ancak şu ifadesine dikkat edelim: Ama imanlılar topluluğunda böyle bir dilde on bin söz söylemektense, başkalarını eğitmek için zihnimden beş söz söylemeyi yeğlerim(1.Kor 14:19)
5. Diller armağanı çeşitli tehlikeleri içermektedir bundan dolayı çok dikkatli bir biçimde uygulanmaktadır.(14:13-38)
5a. İlk tehlike düzensizliktir. Pavlus düzensizlikten bir utanç kaynağı olarak bahsetmiştir. Tanrı’nın işi dağınık bir biçimde yapılmamalıdır. Pavlus bu konuda ki kılavuz çizgileri çekmiştir: ilk olarak kilise de aynı anda iki kişi birden dillerde konuşmamalıdır; ikinci olarak kişiler sıra ile konuşmalıdırlar; üçüncü olarakta herkes değil en fazla iki , üç kişi konuşmalıdır ; dördüncü olarak bu iki ya da üç kişi bile sadece sözlerini tercüme edecek birisi varsa konuşmalıdır . Pavlus bu ayetlerde hem Tanrı ‘ nın Ruh ‘ unun işinin kısıtlanmamasını garanti altına almaya çalışmaktadır hem de aynı sebepten dolayı Ruh ‘ un sesinin sadece topluluk içinde ve uygun bir şekilde duyulmasını sağlamaya çalışmaktadır . Eğer Kutsal Ruh ‘ un varsayılan etkisi altında birçok kişi aynı anda bağırıp çağırırsa , Ruh ‘ un sözlerini kim anlayabilir ?
5b. İkinci tehlike içeriksiz Hristiyanlıktır . Pavlus bu durumu engellemek için tercümenin önemini vurgulamıştır . Hem o gün hem de bugün Hristiyanlık sadece bir tecrübeden olduğunda dair bir dış görünüşe sahip olma tehlikesi altındadır . Tecrübe değil içerik önemlidir . Heyecanlı duygular bizim için en önemli olan olmamalıdır . Pavlus bu konuda uyarılarda bulunmuştur . Hristiyanlığın gerçeğine karşı duyulan çoşkuyu bastırmaya çalışmamıştır 8 bizde çalışmamalıyız ) . Hristiyanlık içerisinde duygular olmuştur , vardır ve olmalıdır . Ancak inancımızın temeli bu duygular olmamalıdır . Tanrı ‘ nın tarih içerisindeki objektif ifşası ve Kutsal Kitap , inancımızın temelidir . Eğer tecrübe , vahiy üzerinde tutulursa hem gerçek Hristiyanlığın bozulmasına hem de yok olmasına sebep verebilir .
Günümüzde bu durumu görmek mümkündür . Bu durum sadece diller meselesi değildir ; duygusal ancak içeriksiz , tecrübe ve yaşananların her şey olduğu bir Hristiyanlık türü yayılmaktadır . Francis Schaeffer şunları kaleme almıştır : ‘’ İnancımızın temelinin ne tecrübeler ne de duygular olduğunu belirtmemiz gerekir . İnancımızın temeli , Tanrı ‘ nın kaleme alınmış olan Söz ‘ ü ve gerçeğidir . Tüm insanlığın uyması gereken bu gerçeği ilk önce akıllarımızla kavramamız gerekir ‘’. John Stott , bu tarz Hristiyanlığı ‘’ akılsız Hristiyanlık ‘’ olarak nitelemiştir .
6 . Dillerin uygulanmasını hiçbir Hristiyan engellememelidir : Diller konusunda değinmemiz gereken son bir nokta ise Pavlus ‘ un bu uyarısıdır : ‘’ Özet olarak kardeşlerim , peygamberlikte bulunmayı gayretle isteyin , bilinmeyen dillerde konuşulmasına engel olmayın , ama her şey uygun ve düzenli şekilde yapılsın ‘’ (1. Korintliler 14: 39_40 ). Eğer diller sizin bir hediyeniz değil ise bu hediye için yanıp tutuşmamanız , bu hediyeyi diğerlerinden üstün tutmamanız gerekir ; arzulayacağınız armağan peygamberlik armağanı olmalıdır . Diğer taraftan bir kardeşinize bu hediye verilmiş ise uygun koşullar altında bunu tecrübe etmesini engellememeniz gerekir . Bu yasaklama , kiliseyi soldurur .
Hediyenizi Anlama
Bu noktada birisinin şu soruyu sorması olasıdır : ‘’ Ruhsal armağanların değerini anlıyorum ve onların ne olduğunu da kavradım ancak kafam hala daha karışık çünkü bu büyük resimdeki rolümü anlamış değilim . Kendi armağanımı nasıl keşfedebilirim ?’’ Güzel bir soru .
1 . Başlangıç olarak Kutsal Kitap ‘ ta armağanlar hakkında yazılı olan ayetleri çalışınız . Ruhsal büyüme ve kutsallaşma için Tanrı ‘ nın bizlere sunduğu en temel kaynak Kutsal Kitap ‘ tır . Tanrı bizimle Kutsal Kitap aracılığı ile konuşur . Tanrı ‘ nın Söz ‘ ünün armağanlar gerçeği hakkındaki ciddi bilgisine sahibi olmadan kolaylıkla O ‘ nun bizim için planı olmayan tecrübelere kayabiliriz . Hatta ruhsal armağanlardan seküler anlamlar çıkarmaya başlayabiliriz . Kutsal Kitap ‘ ın öğretişlerini çalışırken Tanrı ‘ nın ruhsal armağanlar verirken neyi amaçladığını iyi kavramamız gerekir . Amaç kişisel gelişim ve tatmin değil bedenin gelişimidir .
2 . Dua ediniz : Bu hafife alınması gereken bir konu değildir . Kişi rahatça kendi yargısına güvenmemelidir . Bizler yüreklerimizi bilemeyiz . Kendimizi , benliğimizi yücelteceğimiz ancak Tanrı ‘ nın bizim için planlamadığı bir armağanı isterken bulabiliriz . Hatta O ‘ nun bize vermiş olduğu hediyeye karşı bile koymuş olabiliriz . Bu zor süreci atlatmanın tek yolu , bu sorunu tamamen Tanrı ‘ nın önüne bırakmalı ve bu konuda cidden ve ruhta dua etmeliyiz . O ‘ ndan Söz ‘ ünde bize konuşmasını ve bize verdiği armağanı bize göstermesini istemeliyiz .
3 . Kendi ruhsal güçleriniz ve yetenekleriniz hakkında samimi bir değerlendirme yapın : Eğer bunu Kutsal Kitap çalışması ve dua eşliğinde yapmazsak yanlış yönlenebiliriz . Önce Tanrı ‘ nın bilgeliğini ararsak , kendimize ruhsal gözlerle bakabiliriz . Ne yapmayı seviyorum ? Bu soru belki de armağanlar konusunda çok yardımcı olmayabilir ancak bir başlangıçtır . Tanrı bizleri her zaman , bizim için olan planlarına hazırlamaktadır . O ‘ nun planları da bize doğal olarak tatmin edici ve zevkli gelir . Stedman bu konuda şöyle yazmıştır : ‘’ Nedense Hristiyan çevrelerinde Tanrı ‘ nın yapmanızı istediğini yapmak size zevkli gelmez şeklinde yanlış bir kanı yerleşmiştir . Sanki Hristiyanlar ya mutlu olacakları kendi isteklerini seçerler ya da mutsuz olacakları Tanrı ‘ nın isteğini yerine getirirler şeklinde garip bir anlayış hüküm sürmektedir . Gerçeklerden daha uzak başka bir yaklaşım daha var mıdır çok merak ediyorum . Ruhsal bir armağanın tecrübe edilmesi her zaman tatmin edici ve zevk verici bir tecrübedir ancak bazen tecrübe edildiği an ya da ortam çok mutlu bir ortam olmayabilir.’’
Kendi kendinize sorabileceğiniz bir başka soru ise şudur: Hangi konuda başarılıyım? Eğer kilisede belli bir hizmeti yerine getirmek istiyorsanız ve bu konuda sürekli başarısız oluyor ve üzülüyorsanız, sizin için olmayan bir alanda hizmet verme olasılığınız vardır. Eğer Tanrı, yaptığınız işi bereketlerse ve çabalarınız sonunda ruhsal meyveler elde ediyorsanız, muhtemelen doğru yoldasınız demektir. Bu yolda devam edin ve daha da gayretlenin. Sahip olduğunuz armağandaki yeteneğinizin arttığını ve ürünlerinizin daha iyi olduğunu göreceksiniz.
Benim yeteneklerim nelerdir? sorusu da sorulmalıdır. Ruhsal armağanlar, yetenek değildirler ancak genellikle de alakalıdırlar. Ruhsal amaçlar için yeteneklerimizi ruhsal bir biçimde kullanmakla bir kusur işlenmez.
4. Diğer Hristiyanların bilgeliğinden faydalanın. Kilise her zaman çalışması gerektiği gibi çalışmayabilir. Ancak doğru bir kilisede bilgelik armağanı almış bir imanlı sizin armağanınızı kullanmanız konusunda size yardımcı olabilir. Başka kişiler, bizim hakkımızda bizim olduğumuzdan çok daha fazla objektiftir. Tanrı’nın ailesinin diğer üyelerini daha fazla dinleme konusundaki yeteneğimizi arttırmaya çalışmamız gerekir.
Kaynakça Hristiyan İnancının Temelleri